Cuma , 29 Mart 2024

EKO – ŞİDDET – HAKAN YURDANUR

                ” Doğanın akışına müdahale etmenin doğrudan yada dolaylı sonuçlarını her   geçen gün daha net görüyoruz , kavrıyoruz “

                                        F.ENGELS

   Kaz dağlarında maden aramak için uygulanan yıkım projesi ( milyonlar – ca ağacın kesilmesi ) , Ankara çevre- sini etkileyen kum fırtınası , Dünya’ yı kasıp kavuran virüs ( kovid 19 ) tehli- kesi… Tüm bunların düşünsel ve uy- gulamalı atası aynıdır : Neoliberalizm

Bu düşünce biçimi ” hep kazan , her seferinde daha çok kazan ” mantığı ile işleyen ve topluma – doğaya uygulanan şiddetin aynadaki yüzü – dür. Neoliberal şiddet , toplumu hiza- ya , doğayı önce komaya sonrada yok olmaya götüren yolun taşlarını döşü- yor.

   İnsanlığın % 10 nu doğaya ve topluma saldırının % 90 nından sorumlu olduğu günümüz koşulların- da bu istatistik verileri atlayıp ” hangi partiye oy veriyorsunuz ?” yada “baş- kanınızın makam aracının rengini beğeniyormusunuz ? ” türünden sorular yöneltmek ve bunun istatistiksel sonuçlarını açıklayıp yargıda bulunmak neyin mantığıdır çözebilmiş değilim. Benim diyen masala meydan okuyan * burjuva demokrasisi * efsanesi devletin egemenliğine, oda sermayenin hizmetine , korunup kollanmasına olan bağlılığın diğer adı değilmidir ? Bu koruma ve kollama elbet şiddet yoluyla olur ve olmaktadır. Biliyoruz ki şiddetin olduğu yerde demokrasi olamaz. Olmayan demokrasiye * burjuva demokrasisi * demeklede , demokrasi inşa edilemez .

   Şiddet madem toplumsal ilişkilerin ürünü , somut toplumsal ilişkilerde maddi temelden yani üretim ilişkileri ve biçiminden bağımsız var olamaz. Netekim ( Kenan Evreninin Türkçeye kazandırdığı mükemmel kelime ! ) 1980 de ülkemize *hoş gelen* neoliberal politikaların başlangıç düdüğünüde faşist askeri darbe çalmıştır. Unutmamak gerekir ki ; hiç bir askeri darbe terör bahanesiyle , iç dış mihraklara karşı , sağ – sol çatışmasını önlemek için yapılmaz. Darbe, dünya egemen ekonomi politikalarına uyum sağlamak adına yapılır ve yapıldı. Turgut Özal ‘ın yaptıklarına bakmanız yeterli olacaktır.

   İşte bu mantığın ürünü neoliberal politikalar , vatanı – milleti için seve seve yaşamayı , yaşatmayı değilde ölmeyi , öldürmeyi savunan beyinleri fışkırttı ! Fışkıran beyinlerde , vatanı – milleti için ağaçları kesip efendile – rine peşkeş çekmekte zorlanmadı. İnsan – doğa birlikteliğini geri dönü – şümsüz biçimde koparan neolibe – ralizm  böylece iktidarın kuvveti , kuvvetin gücü , gücün otoriteyi , oto – ritenin şiddeti doğurduğu politikaları üretti.

   Günümüz dünyası , EKOnomik şiddetin basıncına karşı EKOlojik yaşamın karşı koyuşuna tanıklık etmekte. Doğal AFETler karşısında, doğa bizi AFFET diyeceğimiz günler yakındır .

   Ekonomik yoksulluk toplumsal yoksunlukla birleşip korkuyu tetikle- mekte.Tetiklenmiş bu korku ; aşırı tüketimin ürettiği geçici hevesler , içi boş sözlerle çarpıtılmış kavramların türettiği yüzeysel fikirler , toplumsal bozulmaya eşdeğer ekolojik bozul – mayıda yaratmakta. Bu bozulma sonucunda da korona virüsü bir neden olarak gören toplumda maske, sosyal mesafe , uzaktan izleme çözümleri ile sorunun biteceğini düşünmekte. 

   Neoliberal politikalar toplumsal izolasyon sayesinde önce insan ve doğayı ardındanda insanla insanı ayırdı. Bu ayrışma beraberinde yönetememeyi , yönetememede paniğe neden oldu. Sistemin yarattığı bu panikle semt pazarından alınan meyve ve sebzeler sabunla yıkanıp tüketilir hale geldi. İşte bu mantık girdabındada virüsün ve kum fırtına- larının kaynağının kesilen ağaçlar olduğunu görmek zorlaşmakta. Neoliberalizmden bizi kurtaracak ne antibiyotik var nede aşı. Ölmüş ama gömülmeyi unutmuş bu sistemin kokuşmasına dayanacak güç kalmadı. 

   Ekonomik şiddet , toplumsal hiddeti ve beraberinde doğal afetleri meyda- na getiriyor. Toprağın kullanılamaz hale getirilip yok edilmesi , havanın zehirlenmesi , suyun kirlenmesi , hayvan ve bitki türlerinin nesillerinin yer yüzünden silinmesi EKO ŞİDDE – TİN ürünleridir.

   Ekonomik şiddetin yarattığı sonu gelmez toplumsal bunalımlara , darağacında * idam * ederek çözüm arayan mantık , şimdi ağaçları kesip tüm insanlığı idam etmekte .