Cuma , 29 Mart 2024

*Uluslararası akademisyenler, toplumsal bozulma ve çöküş konusunda uyarıyor!

30 ülkeden 250’nin üzerinde bilim insanı ve akademisyen imzaladıkları açık mektupla politika yapıcıları iklim ve çevreye verilen zarar nedeniyle artan toplumsal bozulma ve çöküş riskiyle daha fazla ilgilenmeye çağırıyor.

(Liderlik ve Sürdürülebilirlik İnisiyatifi’nin internet sitesinde yayınlanan bu mektup Özge Atılgan tarafından Açık Radyo için Türkçeleştirildi.)

Mektup bu bozulmanın nasıl yavaşlatılacağı, bozulmaya karşı nasıl hazırlıklı olunacağı ve halihazırda zarar görenlere nasıl yardımcı olunacağı konularına odaklanmaya davet ediyor. Bu mücadele ile ilgili bir dizi alanda uzmanlığı bulunan imzacılar, insanlığın içinde bulunduğu bu kötü vaziyetle ilgili artık akademisyenlerin dinlenmesi gerektiğine inanıyor.

İlgili mektup ve bu yazının yayınlandığı tarih olan 6 Aralık 2020 itibariyle imzalayanların tam bir listesi yazının altında yer alıyor. İngilizce dilinde düzenlenmiş versiyona The Guardian (Monday 7th 2020)’dan ulaşılabilir. Yazı ayrıca Fransızca olarak da yayınlanacaktır.

Bu mektuba daha fazla dikkat çekebileceğinizi düşünüyorsanız lütfen sosyal medya gönderilerinizde #scholarswarning #breakdownwarning hashtaglerini kullanın. Ayrıca Twitter’da Scholars Warning’i takip edebilir ya da ilgilenenleri bu sayfaya yönlendirebilirsiniz: www.scholarswarning.net

Konu: Ancak tartışırsak çöküşe karşı hazırlıklı olabiliriz

Dünyanın dört bir yanındaki bilim insanları ve akademisyenler olarak, karar vericileri toplumlarımızın karşı karşıya olduğu bozulma ve hatta çöküş riski ile açıkça ilgilenmeye davet ediyoruz. Paris İklim Anlaşmasına (1) uygun olarak karbon emisyonlarını düşürmeyi başaramadığımız beş yıl sonrasında artık sonuçlarla yüzleşmeliyiz.

Emisyonların azaltılması için cesur ve adil adımların atılması ve doğal olarak karbonun düşürülmesi zorunlu olmakla birlikte, birçok alandaki araştırmacı artık toplumsal çöküşü bu yüzyıl için muteber bir senaryo olarak görüyor (2a & 2b). Bahsedilen bozulmanın yeri, boyutu, zamanı, kalıcılığı ve sebepleri konusunda çeşitli görüşler mevcut; öte yandan ortak endişe, modern toplumların insanları ve doğayı sömürme biçimi (3a & 3b).

Bu toplumsal çöküş tehdidine karşı toplumların ve ulusların hazırlıklı olabilmesinin, tehdidin ortaya çıkma ihtimalini, hızını, ciddiyetini ve en çok da güvencesiz olanlara ve doğaya zararı azaltmanın tek yolu karar vericilerin bu konuyu tartışmaya başlaması.

Bazı ülkelerin silahlı kuvvetleri çöküşü çoktan önemli bir senaryo olarak gördüler ve planlama yapmaya başladılar (4a ve 4b). Anketler birçok insanın artık toplumsal çöküşü öngördüğünü ortaya koyuyor (5). Ne yazık ki, bu durum çoktan Küresel Güney’de yer alan birçok toplum için yaşanmış bir deneyim ya da anı haline gelmiş durumda (6). Ancak konu medyada yeterince yer almıyor ve çoğunlukla sivil toplum ve politika desteğinden yoksun.

Potansiyel çöküş medyada yer bulduğunda genellikle konuyla ilgili tartışmayı kınayanların isimleri zikrediliyor. Eksik bilgiyle yapılan spekülasyonlar, örneğin yabancı kaynaklı yanlış bilgilendirme kampanyaları veya ruh sağlığı veya motivasyon üzerindeki etkiler ciddi tartışma yürütülmesini desteklemeyecek (7). Bu tür iddialar, aksine; iklim, ekoloji ve sosyal adalet konularında değişimi zorlamak için çöküş öngörüsünü motivasyon haline getirmiş binlerce aktivist ve toplum liderine ihanet etme riskini taşıyor.

Çevresel ve insanî meseleleri önemseyen insanlar sosyal bozulma ve çöküşün risklerini tartışmaktan caydırılmamalı. Akdi halde, gündemin bu tür değerlere çok daha az bağlı olan kişilerce yönlendirilmesi riski ile karşı karşıya kalabiliriz.

Bazılarımız yeni bir toplum biçimine geçişin mümkün olduğuna inanıyor. Bunun için günlük yaşantımızda ortaya çıkacak önemli bozulmalara hazırlıklı olmanın yanında, iklim, doğa ve diğer insanlara verilen zararın azaltılması yönünde cesur adımlar atılmalı. Bizler bu geçiş olasılığını engelledikleri için, çöküşü tartışmayı baskılayanlara karşı mücadelede birleşiyoruz.

Kendi yaşam şeklimize yönelik artan tehdidin yanı sıra, verilen zararın farkına varmanın duygusal olarak ne kadar zor olduğunu deneyimlemiş bulunuyoruz. Bununla birlikte büyük bir dostluk duygusunun yükselebileceğini de biliyoruz (8). Artık birbirimizi bu zor konuları konuşmaya davet etmenin zamanı geldi. Böylece verilen zararın içindeki payımızı azaltabilir ve çalkantılı gelecekte yapabileceğimizin en iyisini yapmak için yaratıcı olabiliriz (9).

Profesör Gesa Weyhenmeyer, Uppsala Üniversitesi; Profesör Will Steffen, Avustralya Ulusal Üniversitesi; Profesör Kai Chan, Baş Yazar, Biyoçeşitlilik ve Ekosistem Hizmetleri Hükümetlerarası Bilim-Politika Platformu Biyoçeşitlilik ve Ekosistem Hizmetleri Hükümetlerarası Bilim-Politika Platformu; Profesör Marjolein Visser, Özgür Brüksel Üniversitesi; Profesör Olivier De Schutter, BM Yoksulluk ve İnsan Hakları Özel Raportörü; Profesör Yin Paradies, Deakin Üniversitesi; Profesör Saskia Sassen, Columbia Üniversitesi; Dr Ye Tao, Harvard Üniversitesi; Profesör Aled Jones, Anglia Ruskin Üniversitesi; Profesör Joy Carter, Winchester Üniversitesi; Profesör Bobby Banerjee, Londra Üniversitesi; Profesör Lummina Horlings, Groningen Üniversitesi; Profesör Pritam Singh, Oxford Üniversitesi; Profesör Rupert Read, East Anglia Üniversitesi; Dr. Peter Kalmus, İklim Bilim İnsanı; Dr. Malika Virah-Sawmy, Berlin Humboldt Üniversitesi; Dr. Yves Cochet, Eski Çevre Bakanı (Fransa); Dr. Marie-Claire Pierret, Strasbourg Üniversitesi; Dr. Wolfgang Knorr, Lund Üniversitesi; Muhterem Dr. Frances Ward, St Michael Kilisesi; Dr. Alessia Lo Porto-Lefebure, Kamu Sağlığı Üniversitesi (Fransa); Dr. Emmanuel Prados, INRIA; Dr. Pablo Servigne, Yazar; Dr. Gail Bradbrook, Yokoluş İsyanı tarafından şahsen imzalanmıştır.

İmzacıların tam listesine http://iflas.blogspot.com/2020/12/international-scholars-warning-on.html  ‘den ulaşılabilir. PhD sahibiyseniz ya da profesyonel doktorluğunuz bulunuyorsa, mektubu 2020 yılı son ermeden imzalamak için (ayrıca reaksiyon ve sonuçlar konusunda güncellemeleri edinmek için) burayı ziyaret edin.

Mektuptaki Referanslar

Aşağıdaki linkler çoğunlukla araştırma konularındaki gazete makalelerinin ve bu makalelerde atıfta bulunulan akademik bildirilerin linkleridir.

1) Jackson, R B, P Friedlingstein, R M Andrew, J G Canadell, C Le Quéré and G P Peters (2019), Persistent fossil fuel growth threatens the Paris Agreement and planetary health, Environmental Research Letters, Volume 14, Number 12

2a) Science Alert (2020) Scientists Warn Multiple Overlapping Crises Could Trigger ‘Global Systemic Collapse’ (sciencealert.com)

2b) Kalmus, P. (2020) With global heating, expect inferno seasons in the American West, https://www.latimes.com/opinion/story/2020-09-12/climate-change-wildfires-california-oregon-heat

3a) Servigne, P. and R. Stevens (2020) “How Everything can collapse. A Manual for our Times, Polity Books, London.

3b) Andreotti V. et al (2020) Preparing for the end of the world as we know it | openDemocracy

4a) Vice (2020) British Military Prepares for Climate-Fueled Resource Shortages (vice.com)

4b) Vox (2020) How the Pentagon plans for climate change – Vox

5) Cassely, J.-L. and Fourquet, J. (2020). La France : Patrie de la collapsologie ?. [online] Fondation Jean Jaures. Available at: https://bit.ly/37jzvOv .For a press dispatch in English, see https://bit.ly/2XKNWaU

6) The Guardian (2020) Climate crisis leaving 2 million people a week needing aid – Red Cross | Environment | The Guardian

7) The Guardian (2020), Meet the doomers: why some young US voters have given up hope on climate | Environment | The Guardian

8) Bendell, J. and D. Cave (2020) Does anticipating societal collapse motivate pro-social behaviours? (iflas.blogspot.com)

9) Carr, K. and J. Bendell (2020) Facilitation for Deep Adaptation: enabling loving conversations about our predicament – Insight (cumbria.ac.uk)

İmzacılardan biri olan Cumbria Üniversitesi’nden Profesör Jem Bendell’in açıklaması:

“250’nin üzerinde bilim insanı ve akademisyen iklim değişikliğinin doğurduğu bozulmanın araştırma ve politika odağı haline getirilmesi için insanlığa uyarıda bulunuyor. Bizler, onlarca ülkeden ilgili alanlardaki uzmanlar olarak düzenin, gıda, su, sağlık ve ekonomideki bozulmaya karşı ciddi bir mücadele yürütülmesine Direnç gösterdiğini görüyoruz. Artık sosyal bozulma ve hatta çöküşün yarattığı zararı azaltmak için çaba göstermenin ve akademisyenleri dinlemenin vaktidir. Bu sosyal çöküntüye karşı Derin Adaptasyon için büyüyen bu hareketin, bu çabanın gündemine katkı sağlayacağına inanıyorum.”

İmzadan sonra konulan şerhler:

Dr Wanchat Theeranaew: Medeniyetimiz düşündüğümüzden daha da kırılgan. Artık Dünya Düzeni yeni bir dengeye giriyor. Tüm alt yapımız istikrar üzerine kurulu olduğundan salt bu değişim bile medeniyetimize ciddi zararlar verecektir.

Dr Wolfgang Knorr: Bu bildiri, İklim ve Ekolojik Aciliyet konusundaki geniş tartışmalar içinde belirli bir görüşün tercihine dair bir beyan olmaktan ziyada tartışmayı mümkün olduğunca genişletebilme dileğinin bir ifadesidir. 

Dr Gwen Fischer: İklim bozulması gerçekleşiyor ve insan hayatı dağılıyor.

Dr Mark Charlesworth: Toplumsal çöküşün reddedilemeyeceği burada da açıklığa kavuşturuldu: Charlesworth M and Okereke, C (2010) Hızlı iklim değişikliğine karşı politika tepkisi (Policy responses to rapid climate change): Baskın görüşlerin epistemolojik bir eleştrisi (An epistemological critique of dominant approaches), Global Environmental Change, 20(1), 121-129 

Dr Phoebe Barnard: Hazırlıklı olabilir ya da gafil avlanabiliriz. Özellikle kısmi (hatta geçici olsa bile) toplumsal çöküş mevcut eşitsizlikleri daha da genişleteceğinden, birçok farklı ihtimale karşı hazırlıklı olmak ve bunlar üzerinde konuşmak çok önemli.  

Professor Ira Allen: 

İnsanların mevcut yaşam biçimlerini destekleyen çeşitli sistemlerin şimdiden kademeli olarak çöküşünün gerçekte ne anlama geldiğini bilinçli olarak müzakere edememek, bu yıkımdan kâr elde etmekle en çok meşgul olanların başarılı olmasına ve birçoklarının daha da yoksullaşmasına izin verecektir.

Professor John Adams: Bu bilişsel uyumsuzluk ile yönetilmeyi artık kaldıramayız. 

*Açık Radyo sitesinden alınmıştır… 18 Aralık’ta yayınlanmıştır…