Faik Bulut Independent Türkçe için yazdı
Bu yazıda, Irak ve İran Kürdistan coğrafyasında nüfusu açısından büyükler arasında yer alan Caf aşireti hakkında bilgi vermek isterim. Zira ünü salt aşiret olmasından kaynaklanmıyor; daha fazlasına sahip.
Aşiret efradı arasında çok sayıda paşa, bey, reis, sanatçı, politikacı, diplomat, akademisyen ve aydın bulunuyor. Bazıları da dünya çapında ün yapmış şahsiyetler.
Caf, diğerlerine kıyasla en fazla okuma yazma oranına ve farklı seviyelerde eğitim alma oranına sahip bir aşirettir.
Diğerlerine fark atan bir özelliği daha var: Kişilikli bir Kürt kadını, yıllarca aşiretin kudretli reisi ve hanım ağası olmuştur.
Bu haliyle bakıldığında aşiret için “paşalar, sanatçılar ve aydınların baba ocağıdır” demek yanlış olmaz.
Caf, bir aşiret konfederasyonudur; çok sayıda irili ufaklı kabile ve oymaklarla birlikte herhangi bir oymağa mensup olmayan kırsal kesimdeki insanları da çatısı altında toplamıştır.
1114 yılında hükümdar olan Kürt Zaher (Zahir) Begê Caf‘a atfen (CAF) adını almıştır.
Aşiret mensupları Cafî diye adlandırılan Sorani lehçesinin bir şivesi veya ağzıyla konuşmaktadırlar. Aynı zamanda, Caf Kürt dil ailesinin Goranî lehçesinden aldıkları birçok kelimeyi günlük hayatlarında kullanırlar.
Özellikle Mahideşt ile Qasrê Şirin (Kasr-ı Şirin) yöresinde iki lehçenin karışımı hayli yaygındır. Bu yüzden Cafî şivesi veya ağzı, aslında melez bir Sor-Goranî olarak da tanımlanabilir.
İlginçtir, Şeref Han Bidlisî‘nin 17’nci yüzyılda kaleme aldığı meşhur eseri Şerefname‘de bu konfederasyona dair bilgi bulunmaz.
Muhammed Merdox’a (Merduxi Tarihi’ne) göre; Caf aşiretinin Bavacanî ve Qobadî kolları Timurlenk tarafından Osmanlı denetimindeki Yukarı Mezopotamya bölgesinden alınıp İran topraklarına nakledilmiştir.
Aşiret mensupları, eskiden İran’daki Kürdistan Eyaleti’nin başkenti Senendec’in güneybatısından Ciwanrû’ya kadar olan bölgede yoğunlaşmıştı.
Caf konfederasyon mensuplarının İran ile Irak toprakları arasında sürekli yer değiştirmeleri, bilhassa izinsiz sınır geçişleri Osmanlı ve İran hükümetleri için sorun teşkil ediyordu.
Bu nedenle de İran Kürdistan bölgesi hükümdarı Fettah Mirza Mutemid-ul Devle, Osmanlı denetimindeki topraklardan İran tarafındaki Caf kabilelerinin yanına geçişleri yasaklamıştı.
Erdelan Beyleri, Ciwanrû mıntıkasında idareleri altında yaşayan aşiret topraklarının verimliliğine göz koymuş; aynı zamanda onların artan güçleri karşısında tedirgin olmaya başlamışlardı.
Dolayısıyla yörenin mutlak yönetimini tümüyle ellerine alma girişiminde bulundular. Buna karşı çıkıp 1860’lardaki silahlı isyanı yöneten aşiret reisinin kardeşiyle oğlu çatışma sırasında yakalanıp katledildiler.
Bunun üzerine aşiretin geri kalan beyleri, ilk zamanlardan 1700 yılına kadar yurt edindikleri bu topraklardan göçüp, Osmanlı yönetimindeki Süleymaniyeli paşaların (valilerin) himayesine sığındılar.
Topraklarına çok bağlı olan bazı oymaklar, Erdelan Beylerine boyun eğmek yerine komşu bölgelerdeki Goran topluluklarına sığınarak onlarla kaynaştılar.
Bunlar Qadir Mîr Weysî, Tayşaî, Qalkanî, Yus Yar Ahmedî ve Gurxeyşan isimli kabilelerdi.
İran Anayasal Hareketi (Enqelabî Meşrutî 1907-1909) sırasında Irak ile İran’ın güney kesimlerindeki Caf kabileleri, 1908’de meclisi bombalamak suretiyle Meşrutiyet düzenini darbe yoluyla iptal eden Muhammed Ali Şah’ın kardeşi Prens Abdulfettah Salarüddevle’yi desteklediler.
Çünkü Prens, Iraklı Cafların reisi Mahmud Paşa’nın kızıyla evliydi. Kayınpeder Mahmud Paşa, Meşrutiyet Hükümeti’ne karşı askeri sefer düzenlemeyi planlamış ve Eylül 1911’de başkentin 100 kilometre kadar yakınına gitmiş; ancak Meşrutiyet taraftarı birliklerince yolları kesilmişti.
Günümüz Caflıları, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) ikinci büyük şehri ve kültür başkenti sayılan Süleymaniye ile çevresinde yaşıyorlar.
Bu demografik değişikliğin nedeni şudur:
Padişah IV. Murat’ın Bağdat seferi sonrasında 17 Mayıs 1639’da varılan Kasrı Şirin Anlaşması sonucunda Safevi-Osmanlı sınırı belirlendi.
Dolayısıyla İran Kürt bölgesindeki yoğunlaşmış bulunan Caf mensubu oymaklar, peyderpey şimdiki Irak topraklarına taşındılar.
Aslında kırsal alanı da sayarsak Halepçe, Kelar ile Şarizor (eski Süleymaniye yerleşim yeri) arasında kalan bölgeye yayılmış Caflılardan söz etmek daha doğrudur.
İran Kürdistan bölgesindeki ana yaşam merkezleri ise Seransar, Sinê, Kirmanşah ve Senendec bölgeleridir.
Ciwanrû yöresi Caf mensupları, İran Şahı Rıza Pehlevi ile oğlu Muhammed Rıza’ya karşı nadiren isyan ettiler.
Bunun da sebebi, genelde hükümetin merkezileşmesi ve aşiretlere özerk-serbest bir faaliyet alanı bırakmamasıydı ki, en son 1956’da gerçekleşen kısa süreli başkaldırı İran yönetimine pek az zarar verdi.
Kültürel açıdan aşiretin yapısı Kürdistan coğrafyasında yerleşmiş bulunan Mukrî, Babân ve Soran topluluklarına benzemektedir.
Göçebelik ve yarı göçebelikten esas olarak yerleşik tarım toplumuna geçen Caf konfederasyonu mensupları, aşiretler arasında en fazla okuma yazma oranına ve dolayısıyla aydın bireylere sahiptir.
İran ve Irak’taki toplam sayılarının 3 ile 5 milyon arasında olduğu iddia edilmektedir.
Nüfusun yüzde 95’i Sünni Şafiî olup, az oranda Zerdüştî inancı mensuplarını da bünyesinde barındırır. Belli kabileleri veya mensupları, Kadirî ve Nakşibendî tarikatı bağlısıdırlar.
Tayşaî oymağının sözlü geleneklerine bakılırsa, bazı mensupları da Ermenistan’dan gelen Hıristiyanlardır.
Çekirdek ailenin kabul etmesi halinde, Caf mensupları, aşiret dışı evliliklerinde gözle görülür bir zorlukla karşılaşmazlar.
Aşiret kendi içinde spor karşılaşmaları ve şenlikler düzenler. Süleymaniye ve Halepçe’de kendilerine ait kültür merkezleri ve magazin dergileri bulunmaktadır.
Her yıl Süleymaniye’nin 50 kilometre güneyindeki Karadağ bölgesinde 12-13 Mayıs tarihleri arasında şenliklerini yaparlar.
Caf aşiretinin kültürel alamet-i farikalarından biri de ipliklerinde kök boya kullandıkları el dokuması, elmas desenli, baklava dilimli ve parlak renkli kilimleriyle heybeleridir.
Aşiret aristokratları (asilzadeleri) başlangıçta Senendec yöresindeki karargâhlarından aşireti idare ederlermiş. Erdelan Beyliğini 1865-68 yılları arasında eyalet başkenti Senendec’ten yönetmişler.
Zaman içinde “Begzade” ve “Ağa” denilen yönetici bir üst tabaka oluşmuş. “Begzade” zümresi kendisine dini meşruluk kazandırmak için, soyunun Üçüncü Halife Osman bin Affan’a dayandığını ileri sürüyormuş.
Aşiret, Osmanlı hükmündeki topraklara geçtikten sonra aristokrat aile, Kelar yakınındaki Şîrwana Kalesi denilen görkemli bir konakta oturmaya başlamış.
“Ağa, Beg ve Paşa” takımı, Osmanlı‘ya sonuna kadar sadakat göstermiş.
Osmanlı yönetimi ise, Safevi devleti yerine kendi denetimi altındaki Irak Kürdistan topraklarına göçme kararı alan Caf ileri gelenlerine 1700’lerin başında ödül kabilinden “Beg” yerine “Paşa” unvanını vermiş; kaymakamlık gibi mevkilerde görevlendirmiştir.
Aşiret ile Batı dünyası arasındaki ilk ilişki, I. Dünya Savaşı sırasında İngiltere’nin bölgedeki siyasi raportörü ve propagandacısı Binbaşı Ely Bannister Soane aracılığıyla kurulmuştur.
Soane, Irak’ta Kürtçe bir gazete çıkarıyor ve Kürtlere özerklik vaadinde bulunuyordu. Gerçekte o, aleni bir ajan idi.
Kürtlerin bir kısmı ve Caf aşiret ağaları, onun şu tür vaatlerine kanmışlardı: Kürtlere özerklik, Kürdistan’ın altyapısını inşa etmek, yerel yönetimi etkinleştirmek ve modernleştirme faaliyeti yürütmek.
Oysa savaş sonrasında İngiltere, özerklik vermekten vazgeçerek Irak Krallığı’na bağlı sözde bir Kürt mahalli idaresi kurmakla yetindi.
Caf yöneticileri, İngiltere’ye direnen Şeyh Mahmud Berzenci hareketine karşı sonuna kadar İngiliz yönetimini desteklediler.
Sonuçta kendileri zararlı çıktılar. Çünkü İngilizlerin emriyle hareket eden Irak merkezi hükümetleri aşiretin yerleşim yerlerini değiştirince, Caf konfederasyonu siyasi ve idari önemini büyük ölçüde yitirmiş oldu.
20’nci yüzyılda Irak’ın dokuzda birini kontrol eden Caf aşireti, iletişim sistemini de elinde tutuyordu.
O kadar ki, yeni kurulan Irak hükümetinin elinin altında 15 bin silah olmasına rağmen Caf aşiretinin 100 bin tüfeği vardı.
Bu nedenle de İngiliz yönetiminden başında Caf aşiretinin olacağı Kürtlere özerklik verilmesini istiyorlardı.
Caf önderleri, Irak ve İran’daki rejimlere destekleriyle bilinirler. Şah döneminde İran’daki Caf aşireti, rejimin en çok saygı duyduğu topluluklardan biriydi.
İran İslam Devrimi‘nin ardından ülkede yaşayan aşiret mensuplarının çoğu Irak’a sürüldü.
Caf konfederasyonunu benzerlerinden ayıran önemli özelliklerden biri de, bir dönem için kudretli bir Kürt kadını olan Adile Xanım tarafından yönetilmeleriydi.
Kendisi, kocasının ölümünden sonra güçlü kişiliği, dirayeti ve hakkaniyeti sayesinde aşiret başına geçerek reislik yapmıştı.
O, İran’daki Kürt kültürünün merkezi sayılan Senendec vilayetinde yerleşik asil bir ailenin kızı olarak 1847 yılında dünyaya gelmişti.
Şarizor (eski Süleymaniye ili) şehrine Osmanlı kaymakamı olarak atanan Osman Paşa ile evlenmişti.
Paşa, onun kendi yerine işleri yürütmesine müsaade ediyordu, çünkü görevi gereği Süleymaniye, Kerkük ve Musul’a gidip geliyordu.
Kocasının uzun süren yolculukları yüzünden Adile Xanım, vekâleten her türlü idari işe bakıyordu.
Mesela kocasının yokluğunda hapishane, adliye gibi devlet binalarını inşa ettirmiş; mahkeme heyetinin başkanı oluvermiş; böylece iktidarını adım adım pekiştirmişti.
İşlerin yolunda gittiğini gören Osman Paşa, makamında oturup nargile tüttürmekle zaman geçirirken, Adile Xanım Halepçe‘de han, hamam yaptırıyordu.
Böylelikle Halepçe ile Şarizor arasındaki güzergâhta ticareti canlandırdı, huzur ve asayişi sağladı.
Eşi 1909’da ölünce, onun makamına oturup yöredeki yerleşik veya yarı göçebe aşiret mensuplarının temsilciliğini yaparak onları yönetmeye başladı.
Birinci Dünya Savaşı sırasında çok sayıda İngiliz askerinin canını kurtarması nedeniyle, Adile Xanım, yöredeki İngiliz komutan tarafından “Xan Bahadur” madalyasıyla taltif edildi.
Kendisi İngiliz siyasi temsilci Ely Bannister Soane ile diplomatik görüşme yapan ve aşiretine belli haklar sağlayan anlaşmayı imzalayan ilk kadın aşiret reisidir.
Bu anlaşmaya bağlılıkları nedeniyle, başta Adile Xanım ve çevresi olmak üzere Caf aşireti, 1920’lerin başlarında kendisini “Kürdistan Kralı” ilan ederek İngiliz işgaline direnen Şeyh Mahmud Berzenci‘ye karşıt tutum almışlardır.
İngilizlerin Ortadoğu (Mısır, Filistin, Ürdün, Suriye ve Irak) ülkelerindeki en etkili siyasi kadın ajanlarından olan Gertrude Bell, Adile Xanım hakkında şunları yazar:
Halepçe’nin ayırt edici özelliği Adile Xanım’dır. Asıl yurdu Zagros olup, şimdi İran ile Irak arasında bölünmüştür.
Kendisi, Şarizor ovasında (Süleymaniye ile Halepçe arasında uzanan mıntıka) ikamet eden Caf mensuplarını çok iyi yönetiyordu. Osman Paşa’nın dul eşi olması sıfatıyla beklenenden daha başarılı biçimde idareyi ele alıp en çetrefilli işleri bile çekip çevirmesini biliyordu.
Kimlik ve kişilik sahibi bütün ünlü Kürt kadınları nasıl davranıyorsa, o da öyle asaletli ve ağırbaşlı davranıyordu. Bana sık sık yazardı. Şüphesiz, onunla huyumuz suyumuz bir gibiydi…
Öğleden sonra kendisiyle sohbet etmeye gittim. Kürt âdetlerine göre pek ihtişamlı, alımlı ve heybetli tarzda giyinmişti. Başındaki kofinin altından boyalı yanaklarına inen simsiyah bukleleri (zülüfleri) büyüleyiciydi.
Onunla Farsça sohbete devam ettik. Kendisine, ‘Kral Faysal’ın yönetimi altındaki iki çocuğumuz sayılan Irak ile Kürdistan barış içinde birlikte yaşayabilsin diye temenni ediyor ve bunu gerçekleştirmeye çalışıyoruz’ dedim.
Binbaşı Soane, “To Mesopotamia and Kurdistan Disguise” (Tebdili Kıyafetle Mezopotamya ve Kürdistan’a Doğru) isimli kitabında, Adile Xanım hakkındaki gözlemini şöyle dile getirmişti:
Sahip olduğu iktidar ve kudretin yanı sıra fiili olarak eli silah tutması bakımından İslam (toplumunda) tek örnek idi.
Giderek gerileyen ve çürüyen Osmanlı İmparatorluğu’nun ırak bir köşesindeki dar bir alanda küçük bir ışık gibiydi.
Zira bu Kürt kadını, idaresi altındaki yöre köyünü (Halepçe) kasabaya dönüştürmeyi başarmıştı. Tek tepeye sırtını dayamış çorak bir araziyi işleyerek serpilen bağ ve bahçeler haline getirmişti.
Onun imar ve inşa faaliyetleri, yöredeki antik bir devletin yeniden canlandırılmasına benziyordu.
İngiliz Sefer Kuvvetleri ve siyasi yönetimi görevlisi olan Cecile J. Edmonds, Adile Xanım’la tanışmıştı.
Edmonds, kitabında ondan hayranlıkla bahseder. Mesela onun için, “Şarizor bölgesinin taçsız kraliçesi” der.
Onu, İngiliz yönetimine sadık en önemli aşiret reisi olarak över. Çünkü o, Şeyh Mahmut Berzenci isyanında İngilizlere arka çıkmıştır.
Bu yüzdendir ki Berzenciler ile Caf mensupları birbirlerinden pek hoşlanmazlar.
İngiliz yönetimi, onun oğlu Ahmed Beg’i, yörenin kaymakamı tayin etmek suretiyle ödüllendirdi. Annesi, oğlunun bu temsiliyetine istinaden etki alanını daha da genişletmiş oldu.
Ancak, İngilizler birliklerini bölgeden çektikten sonra, bu etki ve nüfuz dramatik biçimde azaldı. Kürtlerin özerk/serbest hareket etmeleri giderek zorlaştı.
Mesela yerel memurlar, emirlerini kaymakam gibi yerel yöneticilerden değil; İngiliz Siyasi Yardım sorumlusundan almaya başladılar.
Adile Xanım’ın hareket ve etki alanı kısıtlandıkça, İngiliz yönetimi ile arasındaki gerginlik de artmaya başladı.
Kendisiyle görüşenler arasında Rus Kürdolog ve diplomat Vladimir Minorsky de vardır. Buluşma, Halepçe şehrinde 1913’te gerçekleşmiştir.
Adile Xanım, 1924’te hayata gözlerini yumdu. Ancak bugün bile Şarizor (Süleymaniye ve Halepçe) bölgesinde adı dillerden düşmüyor. Birkaç yerde heykelleri bile dikilmiştir.
Irak diktatörü Saddam Hüseyin‘in emriyle 16 Mart 1988’de Halepçe ve çevresine yağdırılan kimyasal bombaların yol açtığı felaket, Caf tarihinin karanlık ve acılı dönemlerinden biridir.
Yaklaşık 5 bin kişi ölmüş, 7 bin kişiden fazlası yaralanmıştır. Şehir ve çevre köylerde bu felaketten nasibini alanların çoğu, Caf mensupları olmuştur.
1960’larda Caf aşiretinin reisliği, Davud Fettah Beg Caf’ın elindeydi. Daha sonra yerini dört oğlu aldı. Dört kardeş, mali ve ticari girişimcilikleri nedeniyle “Kürdistan Aslanları” diye anılırlar.
Onların başını ise Nevzad Davud Caf çekiyor. Irak’ın en büyük bankalarından olan North Bank (Kuzey Bankası) yönetimi bu ailenin elindedir.
Geniş arazilere sahip olan ailenin, Süleymaniye’de Caf Kulesi isimli bir gökdeleni mevcuttur.
Keza antik dönem kavimlerinin (Sumerler, Akadlar, Babiller, Persler, Medler, Grekler/Yunanlılar gibi) farklı tarihlerde kullandıkları çeşitli yaylı çalgılar üzerinde araştırmaları ve arp çalmasıyla bilinen İngiliz vatandaşı 1958 doğumlu Tara Jaff, dünya çapında tanınmış kadın müzisyen ve şarkıcıdır.
Meksikalı Kürtlerin tanınmış temsilcisi sayılan aktivist (göçmen ve mülteci işleriyle uğraşıyor) ve dünya ölçeğinde insan hakları savunucusu bir kadın olan Hanna Jaff Bosdet, 1986 Meksika doğumludur.
Birçok alanda uluslararası ün yapmıştır. Yazardır ve hayırseverliğiyle tanınır. Kendisi, Irak Kürdistan Germiyan bölgesinin Latin Amerika’daki fahri temsilcisidir.
Meksikalı Kürt topluluğu ayrıca incelenmeye değer bir konu olduğundan, uygun bir zamanda konuyu derinlemesine ele alacağız.
Yerleşim bölgelerine göre Caf konfederasyonunun kabile, boy ve oymakları şöyle sıralanabilir:
İran: Bave Canî, Qobadî, Veledbegî (Salas bölgesi). Herzhi, Geder Mirweisî, Tayşeyi, Vakeli, Kowaik, Rustem Begi, Enaxi, Eyimami, Dele Zerî, Derweşi, Qalxahçak, Gork Kozh, Elyasî, Sofî, Gaxurî, Gaşkî, Satyarî, Şemşerî, Klaşî, Zardoey, Kokoye, Moşrekî, Eliyaxaeyi, Be Bele, Du Rueyî, Yosif Yar Ahmedî, Dar Xur, Cawari, Eli Arekikî, Beyioyanî, Qojali, Eali, Koshe Rê, Joğe Yê, Haveryî, Sayalî (Caf Goran bölgesi).
Irak’taki Caf aşiret kolları: Merawalî, Beştemale, Amele, İsalieye, Mekaeylî, Warda Şaterî, Roğzadî, Tarxanî, Başokî, Cengnî, Harunî, Tawgozî, Besarî, Yusuf Canî, Jojanî (Cocanî), Glalî, Sadaanî, Kamaleeî, Badaxî, Norolayî, Yezdan Baxşî, Valî, Nejwinî, Me Soawî, Mamoeyî, Şêx İsmailî, Sofiwand, Qewleyî, Tileko, İsmail Ozerî, Tel Lan, Cafê Raşaka, Şaterî.
Konfederasyonun ünlü şahsiyetlerinin listesiyle konumuzu bitirebiliriz. Ama önce bir hatırlatma:
2014 yılında Kürtlerde diplomasi yöntemleri üzerine yaptığım çalışma sırasında gittiğim Erbil’de, Caf mensubu bir siyasetçi ve aydınla Xosro Caf’la söyleşme fırsatını buldum.
Kendisi siyasetçi (milletvekili) olmanın ötesinde tarihçi, roman ve öykü yazarı, şair, heykeltıraş ve ressamdı.
Anadili Kürtçenin esas olarak Sorani ve Gorani lehçelerini konuşuyor, Arapça ve Farsçayı mükemmel biliyordu.
İhtişamlı konağında farklı dillerden yaklaşık 80 bin antik ve modern kitabı vardı.
Mevlana Celaleddin-i Rûmî hakkında iddialı tezler öne sürüyor; Türkiye’deki Mevlana üzerine yapılan araştırma ve çalışmaları yakından izliyor, ancak değerlendirmeleri yetersiz buluyordu. Tam anlamıyla bir entelektüel biriydi.
Kendi yaptığı heykel ve resim koleksiyonuna ilaveten Caf aristokrat yöneticileri olan paşa dedelerinin portreleri de duvarları süslemişti.
Oradaki paşa dedelerden üçünün adı ve konumunu aşağıdaki gibidir:
Muhammed Paşa Caf: Aşiret lideri. 1734’te Kelar mıntıkasındaki Şîrwana Kalesi’ni konak olarak yaptırdı.
Mahmud Paşa Caf: Muhammed Paşa’nın oğlu. Kürt vali ve aşiret lideri, Şîrwana Kalesi’ndeki konaktan aşiretini yönetti.
1845 doğumlu olup 1892-1894 arasında İstanbul Beşiktaş’taki evinde sürgün hayatı yaşadı. 1921’de öldü.
1909 verilerine göre yüz binlerce insandan oluşan aşiretini, derleyip toparlayan kişiydi. Birkaç saat içinde yüzlerce süvari milisi seferber edecek güçteydi.
Son yüzyıl boyunca aşiret içindeki sıkıntıları ferasetle ve hızla çözme yeteneğine sahipti. Onun zamanından beri aşiretten ciddi kopuşlar yaşanmadı.
Osman Paşa Caf: Şarizor Kaymakamı. Kürt yönetici, Aristokrat Erdelan ailesinden Adile Xanım ile evlendi. 1909’da öldü.
Adile Xanım (Adile Caf): Irak İngiliz sömürgesiyken bölgenin yöneticiliğini yaptı. İngilizlerle diplomatik görüşmeyi yapan ilk Kürt kadın önderi.
Zahir Beg Caf: Yar Ahmed Beg’in oğlu ve aşiret ileri gelenlerindendi. 1737’de kardeşi Tahir Bey ile birlikte yabancı eline, Salahiye denilen bir bölgeye göç etti. 1752’de vefat etti.
Tahir Beg Caf: Osman Paşa oğludur. 1878-1909 yılları arasında yaşadı. Farsça, Türkçe ve Arapça dillerini iyi biliyordu. Fransızcayı da normal ölçülerde konuşuyordu. Şiirleri halk arasında yaygındır.
Elbeyi Caf: 1493 Şarizor doğumlu Kürt şair. 1554’te vefat etti.
Xanaî Qubadî Caf (1700-1759): Döneminin tanınmış Kürt şairi.
Nalî Caf: (1797 veya 1800-1855 veya 1856) Soranice lehçesinin Güney Kürdistan’ın edebi dili olmasında katkısı bulunan bir şair.
Mevlana Halidî Bağdadî (d.1779 Süleymaniye-ö.1827 Şam): Tanınmış bir sufi önderi. Nakşibendî tarikatını Kürdistan, Anadolu ve Kafkasya’da yeniden düzenleyip yaymıştır.
Keffi Efendi: Kürtçe, Türkçe, Arapça ve Farsça bilen din adamı.
Ahmed Muhtar Caf: Irak parlamentosunun bir üyesi ve Halepçe belediye başkanıydı.
Davud Beg Caf: Aşiret reisi ve 1960’larda İran’da Şah döneminde resmi görevli.
Serdar Davud Beg Caf: 1970’lerde İran parlamentosu üyesi ve aşiret reisiydi.
Celal Caf: 1960’ta Irak’ın Çin’deki Büyükelçilik birinci sekreteriydi.
Abdullah Goran Caf: 1904 Halepçe doğumlu. Kerkük’te eğitim gördü. Kürtçeyi Arapçanın etkisinden kurtararak bu dilin fonetik ve ritimlerini, Kürt folkloruna dayandırdı. Dile yeni bir ritim kazandırdı. 1962’de öldü.
Ekrem Hamid Caf: Yazar ve sosyalist bir siyasetçi. 1965-67 arasında Tarım Bakanı oldu; 2004-2008 arasında Irak’ın İtalya’daki büyükelçisiydi.
Salar El-Caf: 1970’lerde İran’da milletvekilliği yaptı. İran Şahı’nı desteklediği için asılarak idam edildi.
Fettah Kerim Beg Caf: 1984-1991 döneminde Irak hükümetinin danışmanlığını yaptı. 1995-2003 yıllarında Tarım Bakanlığı sekreterliğine getirildi.
Şîrvan Abdullah Caf: 1986-1989 yılları arasında Irak Kürdistan Özerk Bölgesi Başkan yardımcılığı yaptı.
Cabir Caf: Kerkük Yüksek Mahkemesi üyesiydi.
Abdülkadir Caf: Erbil Belediye Başkanı (1989).
Muhammed Emin Caf: Japonya (1986) ve Çin (1991) büyükelçisi.
Burhan Namıq Salim Caf: Irak’ın Yunanistan büyükelçiliğini yaptı.
Sami Said Qadir Caf: Saddam rejimine karşı 1991’de oluşturulan ve 2003’te işlevi sona eren Irak Milli Meclisi üyesiydi.
Şevket Ali Muhammed Rayid Caf: 1991-2003 döneminde faaliyet gösteren muhalif Irak Milli Meclisi üyesiydi.
Cevher Namıq Salim Caf: 1992’de kurulan Kürdistan Milli Meclisi’nin ilk başkanı seçildi. Kürdistan Devrimi Askeri Genel Başkanlığı da yaptı.
Ari Caf: 1990 doğumlu olup Irak Kürdistan Yönetimi’ndeki ilk operasyonel pilot olarak kayda geçmiştir.
Nevzad Davud Caf: Nozad Dawood Fattah Al Jaff olarak da bilinir. Caf aşiretinin şimdiki reisi ve North Bank isimli bankanın yönetim kurulu başkanı.
Akademisyen kümesinden sayılabilecek şahsiyetler arasında Serdar Caf, “Natural Language Processing” isimli çalışmasıyla; Bahroz Caf, moleküler mikrobiyoloji alanındaki faaliyetiyle ve 1970 doğumlu Feridoun (Feridun) Biglari, arkeolog ve müze küratörü olmakla ün kazanmışlardır.
Olumlu ve olumsuz yanlarıyla Caf aşiret konfederasyonunun tarihçesini verdik. İlgilisi daha fazlasını aşağıdaki kaynak eserlerden yararlanarak elde edebilir.
Kaynakça:
- Vikipedi Türkçe, “Caf” maddesi 5 Aralık 2020 güncellemesi.
- Wikipedia İngilizce, “Jaff” maddesi.
- Zîv Kurdish Mosaic sitesi, “A Brief Reading About Jaff Tribe”, 1 Haziran 2015.
- Memedê Kazım, “Caf Aşireti” başlıklı yazı, www.semskiasireti.com sitesi.
- Cecil J. Edmonds, Kurds, Turks and Arabs: Politics, Travel and Research in North-Eastern Iraq, 1919-1925, Londra, 1957.
- Ely Banister Soane, To Mesopotamia and Kurdistan in Disguise, Londra 2007.
- Keith Hitchen, “Goran, Abdulla”, In Encyclopedia of World Literature in the 20th Century. Vol. 2. 3rd ed., completely rev. and enl. Edited by Steven R. Serafin and others, pp. 276–277. Farmington Hills, MI: St. James Press, 1999.
- Joyce Blau, “Written Kurdish Literature,” in Philip G. Kreyenbroek and Ulrich Marzolph, eds., History of Persian Literature, Companion Volume II: Persian Popular Literature; Literatures in Modern Iranian Languages other than Persian, 2010, pp. 103-28.
- P. Lory, “Shahrazuri” in The Encyclopaedia of Islam, 2nd edition, ed. by H.A.R. Gibbs, B. Lewis, Ch. Pellat, C. Bosworth et al., 11 vols. (Leiden: E.J. Brill, 1960–2002), vol. 9, p. 219
- Minorsky, The Tribes of Western Iran, The Journal of the Royal Anthropological Institute of Great Britain and Ireland, pp. 73-80, 1945. (p. 78)
- Sadiq Safizade, Pishgouyiha-ye lI-Begi Jaff (‘The Prophecies of Il-Begi Jaff’), Tahran 1988
- W. Jwaideh, The Kurdish national movement: its origins and development, 419 pp., Syracuse University Press, 2006.
- Khanai Qobadi, Širin o Ḵosrow, ed. M. M. ʿEbd el Kerim, as Šīrīn ū Ḵusrew, akari ṝ’irî nawdarî kurd Xanay Qubadi, Bağdat, 1975.
- M.R. Fariborz Hameh’ee, Encyclopedia Iranica, Jaf (JAF) maddesi, 2008.
- Hollandalı araştırmacı ve Kürdolog Martin van Bruinessen, “From Adela Khanum to Leyla Zana: Women as Political Leaders in Kurdish History” başlıklı makale Shahrzad Mojab’ın editörlüğünü yaptığı İngilizce yayınlanan Women of a Non-State Nation: The Kurds, ‘Devletsiz Ulusların Kadınları) isimli kitabın içinde yer almıştır. (Mazda Publishers, Inc., 2001.)
- Faik Bulut, Kürtlerde Diplomasi, Kor yayınları, 2015 İstanbul.
© The Independentturkish