Donan, patlayan ve şebeke sorunları yaşayan yerlerdeki milyonlarca insanın suyu da yok ve kışın bastırmasından bu yana geçen birkaç gün içinde daha şimdiden en az 70 kişi hayatını kaybetmiş durumda. “Teksas’ta görülen yüksek elektrik fiyatları piyasanın tasarımında öngörüldüğü gibi çalışmaktadır” imiş. Yani, efendim, hepimizin istediği serbest piyasanın çalışması ve elektrik fiyatlarının bir gecede 19 dolardan 9.000 dolara fırlamasıymış. Arz azalınca fiyatlar tavan yaparmış… “Bunun neresi yanlış?” diye de gözlerini kocaman açarak masumane sorarlar. Evindeki yatağında donarak ölen 11 yaşındaki çocukların bu formülde yeri yoktur
ABD’nin Teksas eyaleti birkaç büyük şehir dışında muhafazakârlığı ile meşhurdur. Kovboy günlerinin belinde silahla her sorunu çözdüğü ve Trump taraftarlarının “ah ne güzel günlerdi o günler” dediği köleci, vahşi, kanlı bir tarihi var Teksas’ın.
Bu muhafazakarlık ve silahlı çözüm madalyonunun arka yüzünde bireysellik olduğu kadar Weber’in Protestan Ahlakı diye öğretmeye uğraştığı ama esasında kapitalistlerin bize model olarak gösterdiği kişisel sorumluluk ve bağımsızlık söylemleri yatar. Teksas da bu vahşi geçmişini bugüne bireysel sorumluluk ve ‘selbes piyasa’ denilen vahşi kapitalizmi temsil edebilir.
Daha önce dünyanın başka yerlerinde uygulanmış ve baştan aşağı çuvallamış serbest piyasa uygulamasının son arz-ı endam edişi ve yeni bir deneyim uygulayarak çöküşü de bugünlerde Teksas’ta yaşandı. Ama anlaşılır ki kimine yıkım olan başka birilerine başarı olarak geliyor.
Soğuk dalgası hazırlıksız Teksas’ı vuruyor, elektrik fiyatları uçuyor
Akila-Scott Amos, Teksas eyaletinin Houstan şehrinde yaşayan genç, siyah bir anne[1]. Birkaç gün önce hiç beklemediği birkaç olay bu kadının dünyasını başına yıktı. İlk olarak, dünyadaki küresel ısınma olayının aslında beklenen bir sonucu, daha önce görülmemiş bir soğuk Teksas’a indi. 15 Şubat 2021’de gelen fırtınayla beraber karlar, tipi, sıfır altında soğuklar tam anlamıyla eyaleti felce uğrattı. Halk evinden çıkamaz oldu. Akila-Scott Amos da soğuk algınlığı olan iki çocuğuyla evde kalmak zorunda kaldı. Ama banka hesabına bir baktığında her gün parasının inanılmaz şekilde eridiğini gördü. Araştırınca, elektrik firmasının her gün banka hesabından binlerce dolar götürdüğünü anladı. Şikâyet etmeye yeltendi, uğraştı didindi ama sonunda kendisinin imzaladığı bir anlaşmayla elektrik şirketine otomatik fatura olarak banka hesabından borçlu olduğu meblağı çekme yetkisi verdiğini anladı. Ancak garip bir şekilde şirket her zaman yaptığı gibi ay sonunda değil şimdi her gün binlerce dolar çekiyordu hesaptan. Tam da dondurucu soğuklar ve hasta iki çocuğuna bakarken bir de bunun ne olduğunu anlamaya çalıştı. İşte serbest piyasanın ilk tokadını da o anda yüzünde patlarken hissetti. Özel elektrik şirketi bir gecede elektriğin fiyatını 19 dolardan 9.000 dolara çıkartmıştı. Hem de kimseye bir şey izah etmek zorunluluğu olmadan.
Bir şirket, hem de elektrik gibi artık yaşamın gereği olan elektriğin fiyatını 19 dolardan 9.000 dolara çıkarabilir mi? Serbest piyasadaysanız, çıkarır. Hem de bal gibi çıkarır. Çıkarır, çıkardı da ve de çıkaracaktır da. Siz de soramazsınız nedenini. Çıkarır, çünkü çıkarabilir, çünkü ‘paşa göynü’ öyle çeker ve onu durduracak hiçbir güç de yoktur kapitalizmde.
Aylık 2.000 dolara yarı aç, yarı tok geçinen, ay sonunu getiremeyen ve kendilerini bunu bile buldukları için şanslı hisseden insanlara doğal afetin vurduğunda birdenbire bir haftada 17.000 dolar elektrik faturası yüklemenin acımasız alaycılığını bir kenara bırakalım. İnsanların ödeyemeyeceği fiyatı dayatıp, onu da otomatik olarak birdenbire ve her gün bankadaki hesaplarından çekmenin arkasında yatan mantık orada da duracak değildi. Müşterilerinin bankadaki hesaplarını bir-iki gün içinde sıfırlayan elektrik şirketleri bu durumda hemen müşterilerinin elektriğini de kesmeye başladı. Şikâyet edenlere de pişkince önerilerde bulundu. “Ödeyemiyorsanız başka şirkete geçin, piyasa böyle çalışır. Yapamıyorsanız, elektrik kullanmayın ya da her şeyi kapatıp bir otele gidin, orada yaşayın.” Bunlar bize şaka gelebilir ama hasta iki çocuğuna bakan anne Akila-Scott Amos aldığı bu gerçek önerilere gülemedi. Oturup serbest piyasanın her gün bankasından, eskiden her ay topluca çektiği, diyelim, 200 dolar yerine günlük 2.500’er 2.500’er çekmesini öylece seyrederek kaldı. Bankadaki bütün parası suyunu bir-iki günde çekinceye kadar.
Kendi evinde dondurucu soğuklardan korunmak için ısınmaya yeltenen bir adam birkaç günlük elektrik kullandığı için 16.000 dolarlık bir faturayı ödemek zorunda.
Söylemeye gerek yok, Teksas’ta şiddetli kışın aniden getirdiği zorlukları hemen kâra geçirmek isteyen serbest piyasa erbabı otel sahipleri de genelinde 60-120 dolar arasındaki gecelik otel fiyatlarını 1.500 dolara çıkarmışlardı bile! Niye mi? Bal gibi yapabilirler de o yüzden. Var mı onları engelleyecek bir serbest piyasa kanunu? Yok. Bu yüzden yapabilirler, yaptılar, yapıyorlar ve yapacaklar. Yazmaya gerek yok, fırsatı bilen benzinciler de tüm ülke çapında fiyatlara bindirdiler ki tüm ülke onların kumar borçlarını kapatabilsin.
Bu arada, donan, patlayan ve şebeke sorunları yaşayan yerlerdeki milyonlarca insanın suyu da yok ve kışın bastırmasından bu yana geçen birkaç gün içinde daha şimdiden ve çok noksan olarak bildirilen 70 kişi hayatını kaybetmiş durumda. Sağlık yetkilileri 8 milyon kişiye bulabildikleri suyu kaynatmadan kullanmama emri verildi.
Elektriği kesilmiş aileler ne yapacaklarını bilemediklerinden ısınmak için eşyalarını, çocuklarının oyuncaklarını, kitaplarını yakıyorlar evin ortasında.
Pek çok aile çareyi arabalarına gidip, motoru çalıştırarak ısınmakta ve arabalarında uyumakta buluyor. Teksas bir petrol eyaleti ve tüm hayat petrol, benzin, doğalgaz, dizel etrafında dönüyor ama evlere doğalgaz pompalayan elektrik motorları çalışmazsa ne yapsınlar?
Christian Pavon Pineda Teksas’ta 11 yaşında bir çocuk. Ailesinin yaşadığı karavan cinsi evlerinde gece yatağında uyurken donarak öldü.
Anneanneleriyle ısınmak için evlerinde ateş yakan üç çocuk çıkan yangında anneanneleriyle beraber hayatlarını yitirdiler. Serbest piyasa gerçeğini bu olayda çok iyi anlayan Christian Pavon Pineda’nın ailesi elektrik şirketini çocuklarının ölümünden sorumlu tutarak cinayet suçuyla mahkemeye verdi.
Sorular karşısında elektrikte serbest piyasanın bu korkunç fiyaskosunu bir türlü anlatamayan Teksas valisi sonunda birdenbire akıllara durgunluk veren bir yalanla açıklamaya yeltendi: Meğer elektrik ve servislerin bu çöküntüsünün nedeni rüzgâr ve güneş enerjisi üretenlermiş! Yani bu afetten çevreciler sorumluymuş! Utanmaz bir aymazlık ve bu bariz yalanla kendisini oraya getiren elektrik ve petrol şirketlerini temizleme operasyonu başlamıştı.
Çoğunun Katrina kasırga felaketinden beri bu halkın gördüğü en şiddetli afet olarak yorumladığı bu durumda sosyalist Milletvekili Alexandria Ocasio-Cortez, Teksaslı olmasa da, Teksas kendi oy bölgesi olmasa da, işini gücünü bırakıp Teksas’ta yemek dağıtımında bir işçi olarak çalışmak için afet bölgesine gitti ve tek başına şu ana kadar 5 milyon dolar yardım topladı.
Serbest piyasacılar ise ölümler kendilerinden gelmediği sürece “bir erkek gibi dayanıp, ölüm pahasına devlet yardımını reddetmek” maçoluğuyla halkı donma, susuzluk, ilaçsızlık ve bakımsızlıkla baş başa bırakma vaazları veriyorlar. Nedeni de gayet basit, kapitalizmin teorik kitapları öyle yazıyormuş da, herkes kendi yaptığından sorumluymuş da, ölmek devlete el açmaktan daha iyiymiş de… Tekrarlayalım, ölümler kendilerine gelmediği sürece piyasa havariliği yapmak kolay. Ama ya soğuklar bizim kapitalistleri de vurursa ne yaparlar dersiniz? Havadan yazmayalım, serbest piyasanın şampiyonu Teksas senatörümüz Ted Cruz bize çok dersler öğretti bu felakette bir serbest piyasacının ne yapacağıyla ilgili.
Serbest piyasa prensi senatör Ted Cruz
Bunlar olurken arada serbest piyasanın en ateşli savunucusu, aşırı sağcı, faşist, ırkçı ve anti-komünist Teksas’ın yerlisi, Teksas çocuğu Senatör Ted Cruz’un halkını öldürücü soğuklarla baş başa bırakıp gizliden o küfür ettiği Meksikalıların sıcak ülkesine kaçarken çekilen resimleri çıkmaz mı?
Hayatı boyunca Trump’ın yanında yer alıp, Meksikalıları ırz düşmanı, uyuşturucu kaçakçısı, terörist, suçlu, tembel ve aşağılık esmerler olarak gören Ted Cruz, soğuklara dayanamamış, Meksika’nın en nadide lüks bölgelerinden Cancun’a tam da oranın ılıman ikliminden faydalanmak için ailesini alıp soğuklardan sıvışmıştı. Bunun ortaya çıkmasıyla kendi partisinin bile eleştirisini alan serbest piyasa prensi Cruz, kendisini bütün sorumlu iyi babaların yapacağı işi yapmakla savunmuş, Meksika’nın en pahalı otellerine ve zengin sosyetenin yeri sahillerine sadece çocuğunun okulunun tatil olması nedeniyle, iyi bir baba gibi çocuğunun iyiliği için katlanarak uçtuğunu belirtti. Bu skandal ortaya çıkınca apar topar kendini gene o çok sevdiği yurduna ve halkının kucağına atmak için çocuğunu beyaz kum plajlarında bırakarak tatilinden tek başına geri dönmüş, ama kendine oy veren halk donarken kendisinin uçup kaçmasını soran gazetecilere “Bir gerek yokken, durup dururken, gö. del.ği olmayı bırakın, biraz saygı gösterin, adam olun adam!“[2] dedi. Halkı ve yurdu için kan revan içinde çalışan bir diğer serbest piyasacı Cengiz Holding başkanıyla olan dil, sınıf, ideoloji birliğine dikkat çekelim mi burada? İlk önce çocuğunun arkasına saklanan bu kapitalist senatör, bu tutmayınca kendine soru soran medyayı suçlu gösteriyordu. Kendisiyse kahverengi Meksikalıların tersine sütten çıkan kaşık gibi bembeyaz, tertemiz, zavallı bir kurbandı.
Konuyu daha da sulandırmak için kendini bir zavallı baba olarak gösterme şovunu daha da abartan senatör Cruz evinde özel tuttukları bakıcıyla kalan zavallı köpeğinden de bahsedip onu soğukta bırakmadıklarını, elektrik ve ısınması olduğunu da ağlak bir ifadeyle anlattı. Milyonların elektriksiz, susuz, ilaçsız ve soğukta yaşadığı günlerde kendi köpeği Kartanesi’nin sıcacık, güvende ve korunmalı olduğunu anlatması bu yaratıkların hayatında nelerin daha önemli olduğunu göstermesi açısından da ilginç. Bir de senatörümüz karısının Meksika sahillerinde bikinisiyle koşup oynamasının resimlerini yayımlayan gazetecilere çok kızmış. Hani o aile mahremiyeti falan var ya. Eh, piyasaya çıkan iplik, piyasadan pek şikâyet etmemeli.
Bu kadar yüz kızartıcı kepazeliğine rağmen, 2016 yılı başkan adayı Ted Cruz hâlâ da burnu havada, cebine nafakasını koyan petrol şirketlerini ve serbest piyasa kumpasını savunmaktan vazgeçmiyor, Teksas’ın o sözde “enerji bağımsızlığı” dediği elektrikte müşteriyi soyup soğana çeviren sistemi için, “Aman, iyi ki hükümet gelip bizi kontrol etmiyor” diyor. Bir gecede 19 dolardan 9.000 dolara fırlayan elektrik fiyatı için de gözünü bile kırpmadan, TV kameralarına o küçümseyici bakışlarını fırlatıp, “Bu sistem elektrik fiyatlarını en ucuz seviyede tutuyor” deme cüretini gösteriyor.
Serbest piyasanın daha ucuz ve güvenilir olduğuna inananları vazgeçirmek dindar birisini imandan vazgeçirmeye çalışmak gibidir. Akıl değil, bilgi değil, mantık değil, sadece ve sadece yüzyıllar önce yazılmış bir kitaba tapındıkları için serbest piyasanın ne olursa olsun iyi olduğuna iman getirmişlerdir. Bu yobaz cahiller, daha kendi teorisyenlerinin, gazetecilerinin, araştırmacılarının kendi suratlarına vurduğu araştırmaları bile okumaktan yoksunlardır. Örneğin, serbest piyasa fiyaskosunu açık açık yazan kapitalist düşüncenin en güvenilir gazetesi, Ted Cruz gibi yobazların yalanlarına karşın, Teksas’ta serbest piyasanın elektrik müşterilerine 28 MİLYAR dolar daha pahalı geldiğini, yani halka ve müşterilerine kazık attıklarını kör parmağım gözüne diye beyaz kağıda siyah mürekkeple yazsa da bunlara yanıt alamazsınız.[3] Onlar gözleri kapalı, nefes nefese, zombiler gibi, yarı şuursuz, Marx’tan bile neredeyse 100 yıl önce yaşamış İskoç tarikat liderlerinin iddiasını iç bayıltan bir tekrarlamayla sürdürürler: “Serbest piyasa elektrik fiyatlarını en ucuz seviyede tutuyor!”
Kapitalizmin kalp atışlarını nano-saniyelerle takip eden Wall Street Journal gazetesi, utanç verici serbest piyasa deneyimini şöyle anlatıyordu:
Güvenilir elektriği daha ucuza sağlaması gereken Teksas’ın denetimsiz elektrik piyasası geçen hafta milyonlarca insanı elektriksiz bıraktı. 20 yıldır bu sistemin müşterileri elektriği geleneksel elektrik sisteminden daha pahalıya satın aldılar.[4]
Öteki kapitalistlerin elektrik fiyaskosuna yanıtları: Çevreciler yaptı!
Kara kış gelip serbest piyasa denilen mafyatik kumpasın ipliğini ortaya serince Ted Cruz ile aynı kampta olan kapitalistler koro halinde çöküntüyü çevrecilere bulmaya çabalıyorlar.
Teksas’ın enerjisinin sadece %10’u yenilenebilir, yani, güneş ve rüzgâr temelli yeşil enerjiden geliyor. Ve çoğunluğu fosil yakıtı işletmecisi olan Teksaslı kapitalistler yenilenebilir enerjiden nefret ettikleri kadar kendi günahlarından nefret etmiyorlar. Eyaletin bugünkü kullanılan enerjisinin geriye kalan %90’ını fosil enerji sağlıyor. Bu kış şartlarında rüzgâr güllerinin bazıları donarak devre dışı kaldı. Serbest piyasacılar, Teksas afetini bu nedenlere bağlamaya çalışırken yalan söyleyebilmek için tam da piyasa ekonomisinin ruhunu teşkil eden noktayı ifade etmekten itinayla çekiniyorlar. Rüzgâr gülleri Norveç’ten İzlanda’ya, Alaska’ya kadar dünyanın en soğuk yerlerinde hiçbir sorun yaşamadan üretim vermekteler. Ancak Teksas kapitalistleri kâr hadlerini yükseltmek için bu yeşil teknolojiye gerekli olan yıllık bakımı yapmamışlar, uçaklarda kullanılan donmayı önleyici servisler gibi bakımları yaptırmayıp kendi jeneratörlerinin donmasına neden olmuşlardı. Yani piyasa yasaları şakır şakır çalışmış, kâr etmek için kumar oynayan iş erbabı kendilerinin kumar kaybını halktan 70 kişinin ölümüyle ödettirdikten sonra eş ve çocuklarıyla nefret ettikleri Meksikalıların beyaz kum sahillerinde stres atmaya gitmişlerdi.
Bu konuda tek bir kelime söylemeden eyaletin sadece %10 enerjisini sağlayan yeşil teknolojiye ve onun devre dışı kalmasına saldırı ile kapitalistlerin akıl almaz hırsızlığını gizlemeye çalışmaları da halkın gözünden kaçmıyor.
Serbest piyasa erbabı doğal afet yüzünden zevkten sokaklarda göbek atmak üzere
Genellikle bir doğal afet tüm insanlığı özellikle de o bölgede yaşayanları yardımlaşmaya, insanlık adına zarar görenlere el uzatmaya iter. Ama serbest piyasacılar için, her seferinde ispatlandığı gibi, afetler el ovuşturularak insan ölümlerinden kâr yapma olanaklarının doğduğu bir ortamı kutlama bahanesidir.
Teksas eyaletindeki Dallas şehrinin meşhur futbol kulübü Dallas Cowboys’un sahibi milyarder Jerry Jones afetin serbest piyasaya sunduğu bu mucizevi hazineden duyduğu zevki saklamaya bile gerek görmüyor. Fosil yakıtlarına Comstock Resources Inc şirketinde milyonlarca dolar yatırım yapmış olan Jones, kılını kıpırdatmadan, oturduğu yerden, milyonlarına milyonlar katıyor. Şirketin CFO müdürü Roland Burns, yaptığı açıklamada, “Bu inanılmaz fiyatlarla sanki bir define bulduk! Açıkça söylemek gerekirse ürünün malzeme fiyatına karşın olabilecek en yüksek fiyatla satıyoruz“[5] diye bayram ediyor.
Ancak durumu iyi anlamak gerekiyor. Teksas’ta olanlar birdenbire kara kışın gelmesiyle doğanın bir azizliğine uğrayan kapitalistlerin çaresizliği değil. İnanmıyorsanız, Teksas elektrik siteminin serbest piyasa içinde kurgulanmasını, planlanmasını düzenleyen profesörlere soralım. Kendi sitesinde zevkten dört köşe olmuş resmini paylaşan Profesör William W. Hogan’ın sayfasında[6] çarşaf çarşaf elektrik piyasasının tanzimi konusundaki çalışmaları yer alıyor. Dünyanın en seçkin üniversitelerinden Harvard’da Kamu Siyaseti konusunda doktora bölümü direktörlüğü yapmış, Kennedy Siyasi Bilimler Okulunda Ekonomik Politika ve Devlet programında doktora bölümünde çalışmış, bir sürü kamu siyaseti bölümlerinde bulunmuş değerli bir profesörümüz Hogan.
Geçen hafta verdiği bir söyleşide, profesörümüz Hogan, New York Times gazetesinin yazdığına göre, “Teksas’ta görülen yüksek elektrik fiyatları piyasanın tasarımında öngörüldüğü gibi çalışmaktadır[7]. (Ürün arzı) en aza doğru giderek yaklaştıkça fiyatlar da gide gide yükselecektir. Zaten istediğimiz de budur.” Profesörümüz piyasanın bir kısıtlama olmadan çalışmasından duyduğu heyecan ve mutluluğunu zor zapt ediyor. Okuduğunuzda yanlışlık yok. Bize piyasaların en etkin ve en ucuz ürünleri getireceği masalları okuyanlar propaganda yapmadıkları bir anda baklayı ağızlarından böyle kaçırırlar. Yani, efendim, hepimizin istediği serbest piyasanın çalışması ve elektrik fiyatlarının bir gecede 19 dolardan 9.000 dolara fırlamasıymış. Hepimiz bunu istemiyor muyuz? Mutluluktan uçmak üzereyiz.
Ekonomiyi burjuva kafasından çıktığı gibi öğrenenler profesörümüze hak vermek zorundalar. Arz ve talep açısından bakılınca olanlar doğrudur. Arz azalınca fiyatlar tavan yaparmış… “Bunun neresi yanlış?” diye de gözlerini kocaman açarak masumane sorarlar. Evindeki yatağında donarak ölen 11 yaşındaki çocukların bu formülde yeri yoktur.
Ne menem bir şey şu serbest piyasa kontrolündeki elektrik hizmeti? “Enerji bağımsızlığı” ve serbest piyasa
Kapitalizme en fazla yürekten bağlı olmakla övünen Teksaslı iş insanları, devlet regülasyonlarından korunmak için ve adına komik bir şekilde, ama ciddi bir suratla, “enerji bağımsızlığı” dedikleri bir sisteme gittiler.
Amerika’da eyaletler arası elektrik alışverişini, satış ve dağıtımını yapmak için kanunlar ve nizamnamelere bağlı uygulamalar bulunuyor. İki elektrik ağı bulunan Amerika bu ağları Doğu Ağı ve Batı Ağı olarak adlandırıyor. Bu şebekeyle eyaletler birbirine elektrik satabiliyor. Ancak bu işlemleri, yani eyaletler arasında elektrik üretimi ve alışverişi yapanlar federal kanun, regülasyon, nizamnamelere uymak zorunda. Burada güya devletin zorunlu bir ihtiyaç olan elektriğin çakallar tarafından fiyat artışları, kesintiler, keyfi ya da doğal afetlere bağlı olarak üretim ve dağıtımının aksatılmaması için bir nebze koruması söz konusu. Ancak, görünüşe bakmamak gerek. Bu sistem bile baştan aşağı kâr ve yolsuzluk şebekesi halinde. Birkaç yıl önce bu şebekeyi ele geçiren elektrik şirketleri Kaliforniya eyaletinde serbest piyasa uygulayarak elektrikleri kasten ve planlı bir şekilde keserek halka ve Kaliforniya devletine şantaj yapmış, fiyatları istedikleri kadar artırmışlardı.
Ama Teksas’ta işini bilen iş insanları, Kaliforniya deneyimlerinden de yararlanarak, bu yolsuzluğu serbest piyasa çarşafı altında bir adım daha ileriye götürerek yapabilmek için ne Doğu ne de Batı ağına dahil olmuş, tamamen kendi eyaleti içinde elektrik sorununu çözeceklerini iddia etmişlerdi. Tabii tek amaç, eyaletler arası ağlara girmeyince devlet regülasyonlarından ve fiyat kontrollerinden de muaf olmaktı. Yani tam anlamıyla serbest piyasacıların ıslak rüyaları Teksas’ta gerçek olmuştu. Ne kanun ne regülasyon ne kısıtlama ne fiyat kontrolü ne bir idare ne sorumluluk ne de zorunluluk. Paşa gönülleri ne çekerse serbestçe uygulayabiliyorlardı. Keyifleri hangi fiyatı o gün seçtiyse onu uygulayabiliyorlar, kimse de kendilerine “çüş!” diyemiyordu. Bu kazık atma özgürlüğünün adına da “enerji bağımsızlığı” koymuştu çakallar.
Yukarıda Profesör Hogan’ın anlattığı ekonomik serbest piyasa modelinde olduğu gibi, elektrik arzının düşmesi durumunda yerel elektrik dağıtım şirketleri toptancıdan çıldırmış düzeylerde satın aldıkları elektriği talebe de uyarak korkunç fiyat seviyelerinde satmaya başladılar. Elektrikle çalışan tıbbi cihazlara bağımlı insanlar, çalışmayan su pompaları yüzünden donan patlayan su boruları ve susuz kalan milyonlar, soğuktan korunmak için evde ateş yakıp yangında ölen 3 torun ve anneannelerinin hepsinin canı cehenneme. Yeter ki piyasanın devlet kontrolünde ve fiyat kontrolünde çalışması engellensin. Evet, bunda bizim burjuva görüşündekiler hiç ama hiçbir sorun görmüyorlar. Onlar için hayat mutlulukla devam ediyor, çünkü piyasaları serbest!
Marksist ekonomi Profesör Richard Wolff’un açıkça belirttiği gibi[8], bu düşünce sisteminde ihtiyaç ve adaletli paylaşım, eşitlik ya da insanlık bulunmaz. Kim parayı çakarsa mal onundur. Serbest piyasa sistemi bu kadar güzel anlatılamaz.
Teksas’ı devletin fiyat ve regülasyon kontrollerinden muaf tutmak için Amerika’nın öteki elektrik şebekelerinden kopuk tasarımlamak, elektriklerin kesildiği zamanlarda başka eyaletlerden hemen elektrik almayı da önledi. Başka hiçbir eyalette serbest piyasanın getirdiği felaket bu şekilde yaşanmadı, çünkü zor durumlarda eyaletler birbirlerinden makul fiyatlarla elektrik satın alabiliyorlardı. Ama serbest piyasa deneyimi Teksas’ı bu olanaktan mahrum etmiş, karanlığa boğmuştu.
Elektrik kıtlığı dünyada ilk olarak Teksas’ta görünen bir olay değil. Başkalarının da başına gelmiş ama bu deneyimlerden öğrenilerek elektrik şebekeleri birbirine bağlanmıştı. Ama Harvard Üniversitesi İşletme Bölümü profesörleriyle çalışan Teksaslı patronlar, eyaletlerini diğerlerinden izole etmiş, yalnızlaştırmış ve bir felaket anında da elleri kolları bağlı oturmuşlardı. Örneğin, Teksas öteki şebekelere bağlı olsaydı devlet kontrolünde rüzgâr güllerinin de bakımını yapmak zorunluluğu doğacaktı. Bu ise en zorlu kış günlerinde bile enerji üretiminin devamını sağlayacaktı. Daha da öte o kadar insanın 21. Yüzyıl Amerika’sında donarak ölmesini önleyecekti.
Ama bu serbest piyasa erbabı kendilerine en fazla kârı elde etmenin çerçevesini çizmek için ERCOT adında bir komite kuruyor ve pastanın elektrikçiler arasında nasıl paylaşılacağını kendi aralarında idare etmeye çalışıyorlardı. ERCOT ise devlete sorumlu bir kurum kılığına giriyor ki, bir sorun çıkarsa suç onun üzerine atılabilsin.
Bu enerji komisyonu ise federal, yani merkezi, hükümetten bağımsız, sadece Teksas’ta hükmü olan ve enerji, yani elektrik şirketlerinin kontrolünde olan bir komisyon. Salt yapısından dolayı rüşvetten tutun da parayla idare edilmeye açık, yani şirketlerin avucunda bir göstermelik komisyon. Tam da Teksas yereline uygun bir yapılanma.
Dahası da bu kurumda yer alanların en az 5 tanesi Teksas’ta bile oturmuyor! Teksas’ta şirketlerin aralarında halkı nasıl ve ne kadar kazıklayacaklarını ayarlayan bu üyeler, fiyasko sonunda oluşan tepkiler yüzünden istifa etmek zorunda kaldılar.
Bu kadar can kaybı ve felaket üzerine serbest piyasa erbabının biraz utanç duymasını beklerken, bunun tam tersi olduğu ortaya çıktı. Sınırsız serbest piyasacı ve devletsiz, kanunsuz, kuralsız kapitalizm şampiyonu Ron Paul televizyonlara çıkıp, olanların devletin yüzünden ve devletin piyasaya aşırı karışmasından olduğunu gözünü bile kırpmadan söyleme cüretini gösterdi, gösteriyor[9].
Burada da kalmayıp, o kişisel sorumluluk ve Weberci Protestan Ahlakın arkasına sığınan ideologlar korkunç “bağımsız enerji” isteklerinde bulunmakta ısrarlılar. Yeter ki devlet kendilerini hiçbir şekilde kontrol edemesin.
Teksas felaketinde donan Colorado City şehrinin halkı belediye başkanlarına ne yapabileceklerini, ne yapmaları gerektiğini ve yardım gelip gelmeyeceğini sordular. Belediye başkanı Tim Boyd’un sosyal medyadaki yanıtı[10] tarihe geçecek, serbest piyasa ekonomi ders kitaplarında yerini alacak ciddiyet ve önemde. Ciltler dolusu bilimsel araştırma bu yanıt kadar burjuva hayali serbest piyasayı, insan düşmanlığını, düşüklüğü ve seviyesizliği ne yapsa anlatamaz:
Bir dakika müsaade edin de bazılarının duygularını biraz rencide edeyim.
Kimsenin size ya da ailenize bir borcu yoktur. Yerel belediyenin de bu gibi günlerde sizi desteklemek gibi bir sorumluluğu da yoktur.
Yüzün ya da boğulun, bu sizin seçiminiz! Bu şehir ve bölgenin ve elektrik şirketlerinin ve servislerin size borcu olan bir şey yoktur! HİÇBİR ŞEY! Artık ele bakan, dilenen, insanlardan bıktım usandım.
Elektriğiniz yoksa kendiniz bir çözüm bulun ve ailenizi sıcak ve güvenlikte tutun. Suyunuz yoksa, bir şeyler yapın, her zamankinden değişik şeyler düşünüp su bulun ve hayatta kalmaya ve ailenize su bulmaya çalışın.
Eğer evde elektrik olmadığı için soğukta oturuyorsanız ve tembel tembel oturup birinin gelip sizi kurtarmasını bekliyorsanız bunun nedeni sizi büyüten ailelerinizdir!
Sadece güçlü olanlar hayatta kalır, zayıf olanlar ölür gider. İnsanlar, Allah bize bu gibi durumlarda kullanacağımız gereçleri vermiştir. Maalesef olanlar, AZ sayıda insanın çalışıp, başkalarının da onlara ve onların elden dağıttıklarına bağımlı olması gerektiği fikrini insanlara inandırdığı sosyalist hükümetin yüzündendir.
Üzgünüm ki, elektriksiz ve susuz idare etmektesiniz. Evet! Ama bunları kendi başına tedarik edebileceklere bunları ben bulup vereceksem lanet oldun bana! İhtiyacı olanlarla sistemden yararlananları birbirine karıştırdık tek bir grupta birleştirdik.
Özet olarak, ağlamayı ve dilenmeyi bırakın! G.tünüzün üstünden kalkın kendi ailelerinizi kendiniz kurtarın!
Belediye başkanına donarak ölen insanlara karşın, bu kadar açık seçik serbest piyasayı net şekilde anlattığı için teşekkür ediyoruz. Bu anlatım tüm ekonomi kitaplarının kapağında yerini almalıdır ki, serbest piyasa havarileri laf kalabalığıyla bir daha insan maskelerini takıp aramızda dolaşamasınlar. Kaldı ki, bu paylaşımdan sonra o tembel dediği halkın öfkesi o kadar taştı ki serbest piyasacı belediye başkanı Tim Boyd tası tarağı toplayıp istifa edip yok olmak zorunda kaldı. Son haberlerde eşinin de çalıştığı yerden kovulduğunu okuyoruz.
Dipnotlar:
[1] https://www.democracynow.org/2021/2/22/texas_electric_bills_price_surge
[2] https://www.theguardian.com/us-news/2021/feb/23/ted-cruz-press-cancun-trip-texas-freeze
[3] https://www.wsj.com/articles/texas-electric-bills-were-28-billion-higher-under-deregulation-11614162780?reflink=desktopwebshare_facebook
[4] https://www.wsj.com/articles/texas-electric-bills-were-28-billion-higher-under-deregulation-11614162780?reflink=desktopwebshare_facebook
[5] https://www.workers.org/wp-content/uploads/ww2021feb25web.pdf
[6] https://hepg.hks.harvard.edu/people/william-w-hogan
[7] https://soundcloud.com/thesocialistprogram/capitalism-in-crisis-end-capitalist-control-over-heat-light
[8] https://soundcloud.com/thesocialistprogram/capitalism-in-crisis-end-capitalist-control-over-heat-light
[9] https://www.rt.com/shows/boom-bust/515774-nord-stream-biden-review/
[10] https://www.wtsp.com/article/news/nation-world/texas-mayor-resigns-after-controversial-post/500-b12e07ec-7ace-4d3f-b6c9-645d9ffacfa3