Kuzey Afrika’nın otokton (yerli-yerleşik etnik topluluk, milliyet) halkının özgün ismi “Amazag” (aslında Amazağ) olup, genellikleTürkiye ve dünyada “Berberi” olarak bilinir.
Bu halkın dili için ( ⵉⵎⴰⵣⵉⵖⵏ, ⵎⵣⵗⵏ) “Amazagice” tanımı kullanılır. Arap ulus-devletlerinde (Fas, Cezayir, Moritanya, Tunus, Libya, az oranda Mısır, vs) yaşayan bu azınlık toplumunun diline Arapça El Amazağiye (بالأمازيغيَّة) denilir.
Afro-Asya dil ailesinden sayılır. Amazagiler ayrıca Mali, Kuzey Nijer, Burkina Fasso, Kanarya Adaları’nda mevcutlar.
İlaveten yığınsal topluluklar halinde Fransa, İspanya, Kanada, Hollanda, Almanya ve İtalya gibi ülkelerde yaşıyorlar. Ağustos 2021 verilerine göre toplam nüfusu 32 milyondur.
Tarih boyunca Arap ve İslam toplumu içinde eritilip asimile olmasına rağmen gerçekte Fas–Libya arasındaki Kuzey Afrika hattında Araplaşmış olanların ağırlıklı bölümü Amazag kökenlidir.
Toplumun büyük bir kısmı, İslam Fetihleri’nden bugüne Müslümanlaştırılmıştır. Genelde Sünni mezhebine bağlı olmakla birlikte belli oranlarda (eski Haricilik inancının bir kolu sayılan) İbadi mezhebinin yanı sıra Şiilik ve Hıristiyanlık gibi inanç mensupları da vardır.
Dikkati çekecek ölçüde ateist (tanrıtanımaz ve antik doğa tapınçlı) olanlara da rastlanır.
Amazag/Berberi halkının tarihi çok eskiye dayanır. Mısır Firavunu III. Ramses zamanında kendilerinden bahsedilen kitabe ve tabletlerde “Maşuş” ismiyle kayıtlıdır.
Yazılarında Amazag adını geçiren iki ünlü şahsiyet, erken dönem Yunan tarihçi ve coğrafyacı Miletli Hekataios (MÖ 550) ile Bizanslı Stephanus (MS 6. yüzyıl) idiler.
Antik Yunancada Amazag ismi “Mazyer” diye geçer. Aynı isim, küçük harf değişikliğiyle Bizans kayıtlarında “Maxyer/Machier” şeklinde yazılıp telaffuz edilmiştir.
Amazagiler veya diğer adıyla Berberiler, Numidya Krallığı (bugünkü Cezayir ile Tunus’un bir bölümünü kapsayan eski hükümdarlık) devrinde ülkenin kadim etnik topluluğu sayılan Numid kabilesi soyundan gelmedirler.
Berberilerin ataları kabul edilen bu kabile, Kartaca yöresinde yoğunlaşmış olup hem tüccarlık yapıyor hem de yörenin güvenliğini sağlayan süvari birliğini oluşturuyordu.
Eski Yunanlar, (Grek halkından olmayan, yabancı, vahşi, ilkel) anlamında bu kabileye Barbaros/Berberos adını takmıştır. Sözcük sonradan evrilerek günümüzde “Berberi” şeklinde telaffuz edilmiştir.
Meşhur tarihçi ve sosyolog İbn Haldun da Amazagilerin kökeni hakkında çeşitli tezler sürmüş, sonradan bu önermelerinden vazgeçmiştir.
Amazagi adının kökeni ise, bu topluluğun atası sayılan Amazag isminden gelmektedir.
Bu kadar tarih bilgisinin ardından Amazagi halkının folklorunun Kuzey Afrika ülkelerinde en yaygın örneğinin anlamı ve arka planı üzerinde duracağız.
Bilinen adıyla Ahidus (Berberice/Amazagice ⴰⵃⵉⴷⵓⵙ) deniliyor bu folklora. Birkaç şekilde yazılıp söylenebiliyor: ahidous, haidous, tahidoust, hidoussi
Geleneksel Ahidus dansları sırasında sadece şarkılar değil; aynı zamanda şiir, ilahi tarzında neşideler ve ağıtlar da söylenebiliyor.
Kadınlı erkekli yarım daire şeklinde yüz yüze yahut tümüyle dairesel halka yapılarak dans ve şarkı icra edilebiliyor.
Aslında toplu söylenip oynanan müzikli dans sanatından söz ediyoruz. Daha çok Fas’ın kuzeyde en uç noktası sayılan Orta Atlas dağlık bölgesinde icra edilmektedir.
Yüzyıllar öncesinden gelen bir geleneğin sanata dönüşmüş halidir bu otantik dans gösterisi. Ahidus dansını ilk bulup uygulayan topluluğun Berberi Zenata aşireti olduğu söylenebilir.
Tümüyle ormanların, akarsuların, göllerin, gözelerin, yüce dağların ve yemyeşil ovalarla çayırların bulunduğu doğal ortamdan esinlenerek dile getirilen bu doğaçlama şarkılı oyunlar (danslar), ilk çıktığı dönemlerde kadınlar ile erkeklerin el ele tutuşarak meydana getirdikleri halkalar şeklindeydi.
Çünkü toplumcu, ortakçı birliği ve dayanışmayı simgeliyordu bu kapalı dairesel halka. Özellikle omuz omuza oynanıyordu.
Ahidus, süreç içinde her iki cinsin birlikte oynadığı yarımşar daire tarzında devam etti. Aynı zamanda bu yöntem, tarıma dayalı o toplumun günlük faaliyetlerinin temsili ve simgesel haliydi.
Tarımsal üretim için başvurdukları ortaklaşmayı ve dayanışmayı (imece) esas alan kolektif bir hayat tarzını simgelemektedir.
Diğer yanıyla da ürün ekme ve hasat mevsimlerinde düzenlenen şenlikleri ifade etmektedir.
Faslı araştırmacı Hamzawi Abdulmelik’in (كنوز الأطلس ) yani “Atlas Hazineleri” isimli eserine göre; bu oyun, içinden çıktığı doğal sosyo-kültürel ortama uygun olarak sosyolojik-antropolojik açıdan geçmişin güzel toplumsal anlayışını yansıtıyor: Kolektif (ortakçı-imece) bir ruh, dayanışmacılık ve doğa sevgisi…
Sözgelimi danslardan birinin adı “Arıların Dansı” olup, bu isimde Tzowit (Amazagice, arı demektir.) bir dans grubu bile kurulmuştur. Tipik doğadaki varlıklara özenip onların hareketlerini, duruşlarını taklit ederek onlarla özdeşleşme hali.
Orta Atlas bölgesindeki aşiret toplumunun doğayla iç içe olan ve ondan ilham alan gelenekleri, hemen olduğu haliyle sürüyor.
Bireysel ile kolektif olanın sentezini yaparak oradaki yerli halkın doğa ile nasıl interaktif (etkileşim, mücadele ve uyum) içinde olduğunu ifade ediyor.
Mesela doğanın nimetleri için minnetini/sevincini gösteren danslar yapıldığı gibi, doğal afetler karşısındaki tavrını (acısını, üzüntüsünü ve kederini) dans ve ağıtlar yoluyla dillendirilebiliyor.
Berberi dilinde “Wann issurara” veya “rrajs” (reis, başkan) yahut “Ammehreb” denilen kişi, dans yöneticisi veya bir anlamda maestro konumundadır.
Dairesel halkanın tam ortasında ayakta durarak Ahidus’u yönlendiriyor. Zira onun el kol, baş ve yüzündeki her jest ile mimik farklı anlam taşır.
Müzikale katılan oyuncular, bu mimik ve hareketlere bakarak dansı devam ettirirler.
Ahidus, diğer oyunlara nazaran daha ağırdır. Oyuncular, birbirlerine yandan iliştirilmiş (omuz omuza dizilip sıralanmış) halde ve eşgüdüm içinde başlarıyla omuzlarını hafifçe dalgalandıracak şekilde sağa sola hareket ettirirler.
Belli bir süreden sonra o dairesel halka veya yarım ay konumunu almış halayın orta yerine izleyiciler ve dışarıdan kimseler de alınabilir.
Bu kuralın dışına çıkan dans gösterilerine müsaade edilmiyor, en azından hoş karşılanmıyor.
Bu müzikal oyun ve şenlikler sırasında kadınlar ile erkekler, dans ederken vücutlarının her yanını harekete geçip oynatırlar. Adeta vücut diliyle kendilerine ifade ederler.
Bu nedenle sadece anılan bölgedeki Amazagiler/ Berberiler arasında değil, onun dışındaki topluluklar tarafından da benimsenmiştir bu toplu müzikal gösteriler.
Dans sırasında erkekler cellabiye denilen bir tür fistan ile başlarında beyaz (bazen de renkli) sarık/puşi benzeri bir örtüyle dans ederler.
Beyaz renk, barış ve huzuru simgeliyor. Dansa katılan kadınlar beyaz yahut renkli fistanlar giyip bellerine gümüş kemer takarlar. Geleneksel takılarını takıp bezenirler.
Oyunların en önemli müzik aleti def (Arapça الدُّف) diye adlandırılır. Bazen de El Bendir adı verilen zikir defi de kullanılabiliyor.
Malum, El Bendir, Türkiye’deki tasavvuf çevrelerinde “zikir bendiri” olarak bilinir. Aynı zamanda Bendir, Klasik Türk müziğinde kullanılan başlıca vurmalı ritim çalgılarından biridir.
Özellikle Bendir çalgısı, dans eden bireyin içinde bulunduğu ortam, doğa ve ait olduğu aşiret toplumuyla uyuşup kaynamasını simgelemektedir.
Yeri geldikçe klarnet ile zurna benzeri üflemeli çalgı aleti de kullanılabiliyor.
Yaklaşık 3 bin yıl önce icat edilen def, bugün de popüler müzik aletlerinden birisi olup, Mezopotamya’da MÖ 2650 yılında kullanılmıştır.
O tarihten günümüze kalan kırmızı kilden yapılmış bir çömlek üzerinde tef (def) çalan üç kadın tasvirine rastlanmıştır.
Ahidus şenlik ve oyunlarındaki şarkılar kadın ve erkekler tarafından söylenmekte olup, Orta Atlas Dağlık mıntıkasındaki insanların günlük hayatlarının şiirsel/lirik bir tarzda terennüm edilmiş nağmelerden oluşur.
Günümüzde yalnız Orta Atlas dağlık bölgesinde yaşanan gelişmelerle sınırlı olmayan bu müzikal oyunlar ve bilhassa şarkılar, yeri geldikçe bölgesel, ulusal ve uluslar arası ölçekteki gelişmeler münasebetiyle Ahidus dansları/şarkıları aracılığıyla canlandırırlar.
Solo ve koro şeklinde icra edilen fasıl aralarında doğaçlama şiirlerin de okunduğu Ahidus müzikal dans oyunları, öylesine yaygın hale gelmiş ki; sadece resmi ve gayri resmi münasebetlerde değil, aynı zamanda mevlit (peygamberin doğum haftası), düğün, dernek, sünnet, yeni doğan bebeklerin ilk haftasını kutlama etkinlikleri ile kimi zaman ağıtlı dansları bile Ahidus gösterileri olmadan yapılmıyor.
Sırf bu nedenle Fas’ta yaklaşık 80 Ahidus müzik grubu oluşturulmuştur. Bazı resmi münasebetlerde de oynatılmakta olan bu müzikaller, son dönemlerde turizm amaçlı olarak da uygulanmaktadırlar.
Bir anlamda Fas’ın folklor alanındaki “kültür elçiliği” görevini üstlenerek yurt içi ve yurt dışında renkli gösteriler yapılabiliyor.
Orta Atlas Dağları yöresinden ses sanatçısı ve şair Affan Gazi (1951), 1981 yılından itibaren Ahidus müzikli oyunlarında hem şiir hem de şarkı söylemektedir. Turizme yönelik şenliklerin aranan isimlerinden olmuş.
Geliri az olmasına rağmen kendi halkının folklorunu yaşatıp sevdirmek uğruna Ahidus gösterilerinde üstüne düşeni canla başla yapıyor.
Ayrıca bu organizasyonlar sayesinde çıktığı yurt içi gezilerinde Fas’ın hemen her tarafını gezip görmüş. Aynı çerçevede İspanya, Hollanda, ABD, Fildişi Sahili, Cezayir ve Suudi Arabistan’a gidebilmiş.
“Arı Müzik Grubu” isimli olanı ise ABD, Fransa, Avusturya, Portekiz, Güney Kore, Şili ve bazı Arap ülkelerinde gösterisini gerçekleştirmiş.
Grubun kurucusu Yusuf Bulhi, diyor ki;
Asıl gayemiz, dayanışmacı ve ortakçı anlayışımızı canlandıran bu folkloru daima yaşatmaktır. Meşalesini de dünyanın dört bir tarafına taşıyabilmektir. Geleneği yozlaştırmadan sürdürebilmek için, tren raylarının üstündeki uzun ince bir yolda, sağa sola yalpalamadan ve düşmemeye gayret ederek sonuna kadar gitmektir. Bu doğru yoldan sapmak demek, içinden çıktığımız bölgenin hususiyetini kendine özgü otantik özelliğini bozmak manasına gelir.
Faslı öğretmen Fatıma Buharid’in “Halk Oyunları ve Kültürel Değeri: Ahidus Örneği” başlıklı eserine (الرقص الشعبي وقيمته الثقافية : نموذج أحيدوس ) göre; bu popüler müzikal oyunun kökü, toplumsal tarihin derinliklerinden gelmektedir.
Önemli ölçüde doğa ile iç içe olmanın ve onunla özdeşleşmenin yol açtığı etkinlikler (ekin ve hasat mevsimi, bereket dansları, doğal afetleri savuşturmak/defetmek için yapılan danslı-şarkılı ayinler gibi) Ahidus müzikalinin esasını teşkil eder.
Ancak aynı zamanda ömrünün baharında hayatını kaybeden genç erkek veya kızın hatırasını canlandırıp ağıtlar eşliğinde danslar da yapılabilmektedir. Veya bir türlü muradına erememiş sevdalıların trajedisini canlandırılabilmektedir.
Bu haliyle bakıldığında Kraliyet Enstitüsü Amazagi Kültürünü Araştırmaları (Fas) merkezinden sosyolog-antrolopolog Hamu El Ğazi, Ahidus müzikalinin üç ana öğesini tespit etmektedir: Her türden doğaçlama şarkı, dans ve müzik (def/bendir veya darbuka gibi) aleti.
Ahidus müzikalinin iki türü var. Büyük olanı, çok sayıda dans oyuncusu ile ses sanatçısının katıldığı kadınlı erkekli açık havada ve geniş alanlarda düzenlenir.
Zaten büyük kutlama, şenlik ve münasebetlerde bu tür oynanır ki, en dikkat çeken özelliği ağır oynanması ve dışarıdaki izleyicilerden becerikli olanları da içine alarak saatlerce sürmesidir.
Küçük olanı ise daha hareketli ve genelde aile için kutlamalar ile köylerde düzenlenen gösterilerden ibarettir. Fazla kalabalık değildir.
Orada genelde tekli yahut çiftli darbuka çalınır ki; kadınlar çalgısız olarak raks edip şarkı söylemekle yetinirler.
Onca popüler olan, ülkede ve yurtdışında haklı bir şöhret kazanıp ödül alan Ahidus müzikali için her yıl, Fas’ın Ayn-ul Loh şehrinde, kapsamlı bir şenlik düzenlenmektedir.
26-28 Temmuz günlerine denk gelen şenliğe bu dans türünü icra eden hemen bütün müzik-dans grupları davet edilmektedir.
Genelde ise bu devlet organizasyonuna katılan Ahidus müzik grubu sayısı 100 kadardır. Şimdiye kadar bu alanda düzenlenen şenlik sayısı 21 olarak kayda geçmiştir.
Kaynakça:
- http://www.amazighworld.org/arabic/news/index_show.php?id=3362
- https://www.maghrebvoices.com/2018/05/08/
- https://www.hespress.com/479832
- https://www.ahewar.org/debat/show.art.asp?aid=390266
- https://maroc-diplomatique.net/ain-leuh-ouverture-du-festival-national-dahidous/
- https://www.independentarabia.com/node/197881/
- Hasan Auad et Lortat-Jacob , Bernard « la saison des fêtes dans une volée du Hout Atlas , Paris , éd seuil , 1978.
- Michael Peyron , «une forme dynamique de poésie orale : les izlans et les timawayin du Moyen Atlas ( MAROC ) , langues et littératures , N°5 , faculté des lettres , Rabat ,
- H. Basset, « Essai sur la littérature des Berbères , Paris , Ibis Press Awal , 1er édition en 1920.
© The Independentturkis