Kolaj: Independent Türkçe
Bu yazımızda İran, Irak, Suriye ve Lübnan’da bulunan Şii silahlı birimler ile Yemen merkezli Zeydi inançlı Husi (Ensarullah) güçlerinin Gazze’deki İsrail mezalimi gerekçesiyle Ortadoğu’da ABD-İngiltere-İsrail üçlüsüne karşı asimetrik savaş veren milislerden bahsedeceğiz.
Açıklanması gereken öncelikli soru, “Asimetrik Savaş” kavramıdır.
Asimetrik savaş, güçsüz olan askeri birimlerin daha güçlü olan birliklere karşı yürüttüğü gayrinizami harp unsurlarını da barındıran çatışma yöntemidir. Asimetrik savaş kavramı, özellikle 11 Eylül 2001 sonrasında ortaya çıkan bir kavramdır.
- Taraflardan biri diğerinden daha zayıfsa,
- Taraflardan birinin yeri belli değilse,
- Taraflardan birinde zayiat verdirilebilecek zayıf noktalar varsa… 1 Asimetrik savaş yöntemine başvuruluyor.
Buna dördüncü nesil savaş da deniliyor.
Harp ile siyasetin, asker ile sivilin, barış ile çatışmanın, savaş alanı ile emniyetli bölgeler arasındaki bulanık hatların varlığından ötürü nitelendirilen bir savaş türüdür ‘Asimetrik Savaş’…
Bu askeri doktrin, ilk defa 1989 yılında aralarında William S. Lind’in de bulunduğu bir Amerikalı analist takımı tarafından savaş halinin tek merkezden idare edilmeyen bir biçime dönüşmesini tanımlamak için kullanılmıştır.
En basit tanımı ile hasım tarafların devlet olmayıp şiddetli bir ideolojik ağ olduğu herhangi bir savaşı içerir. Terörizme ve asimetrik savaşa benzerlik göstermesine rağmen çok daha kapsamlıdır. 2
Kolay bitmezler. Duruma göre 30-50-80 veya 100 yıl sürebilirler.
Ortadoğu’daki bazı örneklerine bakalım: Hizbullah (Lübnan), Hamas (Filistin), Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ), Haşdi Şabi (Irak), PKK (Türkiye-Irak), IŞİD (Suriye-Irak), El Kaide (Afganistan-Pakistan), Husi Hareketi (Yemen).
Dar anlamda Ortadoğu coğrafyasına baktığımızda son 10 yılda şöyle bir manzarayla karşılaşıyoruz:
ABD-İsrail ikilisine karşı verilen asimetrik (eşitsiz-dengesiz-istikrarsız) savaş sürecinde bilhassa İran yanlısı milisler (Hizbullah-Haşdi Şabi gibi) çatışma ve yıpratma yeteneklerini güçlendirdiler.
İranlı yetkililer jeopolitik açıdan Filistin’deki sıcak savaşın kendi ülkesine sıçramaması için komşu coğrafyalarda (Irak-Suriye) ve yakın uzak nüfuz bölgelerinde (Lübnan-Yemen) ABD-İsrail ikilisini yıpratma savaşı yoluyla dizginleyip oyalamayı ve zamanı geldiğinde de pazarlık masasına oturmayı tasavvur ediyorlar.
Çin ile Rusya’nın bölgede etkin olmasından sonra, batılı büyük devletlerin Ortadoğu’da kurdukları geleneksel güç dengesi, merkezkaç (farklı direniş eksenleri oluşturan devlet dışı) güçlerin verdikleri yıpratma savaşı sonucu giderek bozuluyor.
Bu güçler, direndikleri uluslararası (ABD-İngiltere vs) ve bölgesel (İsrail, Türkiye, İran, Suriye vs) devletlere karşı mutlaka hesaba katılması gereken odaklar olarak önem kazanıyorlar.
Uçak gemileriyle Akdeniz ve Kızıldeniz’i kontrol altına almayı amaçlayan ABD-İngiltere ikilisi ise İsrail’e karşı farklı bölgelerde açılan yıpratma savaşına dayalı cephelerin ortaya çıkmasını önleyemedi.
Washington Ortadoğu Araştırmaları Merkezi’ne göre; Lübnan-İsrail sınırında gerçekleşen yüzlerce saldırı sonucu sınır boylarındaki on binlerce insan iç bölgelere taşınmak zorunda kaldı.
Örneğin Lübnan Hizbullah hareketi, işgal güçlerini ciddi biçimde rahatsız edip neredeyse hareketsiz bırakan 1500 kadar eylem (sınırdan sızma ve roket/füze atma) gerçekleştirdi.
İsrail, pek rahatsız olduğu El Rıdwan isimli Hizbullah milislerinin sınırdan geriye çekilmesini istiyor.
CENTCOM komutanlarından Koramiral Brad Cooper, Husilerin Bab’ul Mendeb’den geçen gemilere yönelik yıpratma taktikleri için “Amerikan donanması için İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana en büyük muharebe” tespitini yapıyor.
Şubat 1979’da Şah Muhammed Rıza Pehlevi’nin devrilmesinin ardından Ayetullah Humeyni’nin rehberliğinde kurulan İran İslam Cumhuriyeti başta ABD olmak üzere batılı devletlerin ve Körfez ülkelerinin hışmına uğradı.
Husilerin antisemitizmi de içeren Batı karşıtı sloganı
“İslam Devrimi ihraç edecek!” suçlamasına maruz kalan İran, o günden beri sürekli hedef tahtasında ve bir şekilde kuşatma altında tutuluyor.
Aynı nedenle ABD ile Körfez ülkelerince desteklenen Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin, İran-Irak Savaşı’nı (1980-1988) başlatmıştı.
O günden beri İran, benzer savaşların kendi topraklarında bir daha yaşanmaması için (Amerika ve İsrail’e karşı) komşu bölgelerde “direniş ekseni” adı altında geniş çaplı bir “milis ağı” kurdu.
Irak ve Suriye İslam Devleti (IŞİD) cihatçılarının 2014 yılında itibaren her iki ülkenin belli şehir ve bölgelerini işgal etmesinin ardından da Necef’teki ruhani lider Ayetullah Sistani’nin fetvası üzerine Heyet’ul Haşdi Şabi (Halk Seferberlik Güçleri) kurulmuş oldu.
Bu milislerin bir kısmı 1980’lerde Saddam yönetimine karşı mücadele eden Iraklı muhalif Şii parti ve hareketlerden oluşurken, kalanı ABD’nin ülkeyi işgal ettiği 2003 yılından itibaren sahneye çıktı.
IŞİD’e karşı mücadelenin başlangıcında “gönüllü birlikler” adıyla ortaya çıktı. Nuceba Hareketi, Asaibu Ehlil Hak, Hizbullah Tugayları vs., Amerikan birliklerine direndikleri için “terör örgütü” listesine dâhil edildiler.
Haşdi Şabi’yi Irak ordusuna katmak için parlamentoda Kasım 2016’da bir kanun çıkarıldı. Dönemin Cumhurbaşkanı Fuad Masum, 19 Aralık’ta bu yasayı onayladı. Böylece Haşdi Şabi, milli silahlı kuvvetlerin en üst komutanlığına bağlandı.
21 Mart 2017’de örgüt, Irak Özel Kuvvetler Bölümü kurmak için özel eğitim kursu açtığını duyurdu. Eğitim sonrasında Irak Özel Operasyonel Kuvvetleri’nin talimatıyla verilen görevleri üstlendi.
Ağırlıklı olarak Şii milislerden oluşmakla birlikte belli oranda Sünni, Hıristiyan, Ezdî, Türkmen ve Şabak (Bektaşi inançlı Kürt, Türk, Arap cemaatler) birimlerini de bünyesine alan yaklaşık 76 farklı grubun altında toplandığı bu yarı askeri yapı, Haziran 2014’te Irak İçişleri Bakanlığı’nın Halk Seferberlik Komitesi’ne bağlandı. Aşiretler de Haşdi Şabi’de önemli bir role sahip oldular.
Aynı dönemde alt kollara ayrılan Haşdi Şabi, özellikle İran’a yakın grupların etkisine girdi. Nitekim Nuceba Hareketi, Hizbullah Tugayları ve Seyyid Şuheda (Hz. Hüseyin) Tugayları gibi grupların büyük bölümü, İran tarafından yönlendirmektedir.
2024 yılı itibarıyla Irak silahlı kuvvetlerinin yüzde 52’sini teşkil eden bu oluşumun bünyesinde toplam 238 bin asker ve subay var.
Haşdi Şabi birliklerinin Irak’taki dağılım şeması / Görsel: TRT Haber
Haşdi Şabi bileşenleri iki kısma ayrılıyorlar:
1- İran’ın ruhani lideri Ali Hameney’i (velayet-i fakih öğretisi gereği) rehber olarak benimseyenler. Bu kesim, aynı zamanda Irak hükümetinde ve devletin kilit kademelerinde büyük nüfuz sahibi olan Şii siyasi partilerin askeri kanadı gibi faaliyet gösteriyor.
Sözgelimi Hadi Amiri önderliğindeki El Fetih İttifakı (Platformu), Asaibu Ehlil Hak (önderi Qays Hazali), İmam’ın Askerleri Tugayı (başkanı Ahmed Esedi), Babilon Hareketi (Hıristiyan), Hizbullah Tugayları, Nuceba Hareketi ve Selahaddin Alayı İran yanlısı kesimlerden sayılmaktalar.
- Haşdi Şabi birlikleri içinde en büyüğü, Hadi Amiri komutanlığındaki “Bedir Tugayı” isimli hareket olup ağırlıklı biçimde Diyala, El Anbar, Selahaddin, Kerkük ve Ninova’da (Musul) bulunuyor. Toplam 15 alayı var.
- Hizbullah Tugayları, 3 alaya sahipler. El Anbar çölü ile başkenti Hille olan Babil ilinin Curf’ul Sahar yöresine uzanan alanda faaldir.
- Asaibu Ehlil Hak 3 alaya sahip olup Selahaddin ili yöresinde konuşlanmaktadır.
Belirtmekte yarar var; her alay 4 bin askerden oluşmaktadır. Son derece gelişmiş silahlarla (İHA, SİHA, tank, her çeşit top vs) donatılan bu yapılar, Sünnilerin egemen olduğu illerde kurulan 15 karargâh ve üste faaliyet halindedirler.
Mevcut hükümet, 2023 yılında 3,4 milyar dolardan fazla bir ödeneği Haşdi Şabi’nin askeri masrafları (levazım ve mühimmat) ile personel maaşları için ayırmıştır.
Haşdi Şabi milisleri Musul hamlesi
2- Haşdi Şabi içindeki en etkili ve büyükleri olarak bilinen Bedir Ordusu Örgütü, Asaibu Ehlil Hak, Ketaib Hizbullah gibi İran’a yakın olan grupların yanı sıra, Mukteda El Sadr’a bağlı Seraye El Selam, Şii dini mercii (Ayetullah Sistani’ye) bağlı Ali Ekber, Fırkat’ul Abbas, Ensar’ul Merciye gibi gruplar Haşdi Şabi yapısı dışında tutum alıyorlar.
Konunun uzmanları, kuruluşundan itibaren Haşdi Şabi’nin iki Şii güç arasında çekişmelere sahne olduğu konusunda hemfikir.
Nitekim Haşdi Şabi içindeki ayrışma, bölünme ve problemlerin giderilmesi bir yana aralarındaki çelişkiler daha da derinleşebiliyor.
Örgütün komuta kademesi 1980’li yıllarda yaşanan İran-Irak savaşında İran saflarındaki Iraklılar arasından seçiliyor.
Oysa Irak’ın Şii mercii Ayetullah Sistani’ye bağlı gruplar ile doğrudan İran dini liderliği etkisi altındaki gruplar arasında uzun süredir çekişme yaşanıyor.
Yapı içinde asıl karar verici olan Haşdi Şabi’nin Genelkurmay Başkanı Ebu Mehdi El Mühendis, 8 Ocak 2020 tarihinde ABD’nin düzenlediği hava saldırısı sonucu Bağdat’ta Devrim Muhafızları Ordusu Kudüs Gücü komutanı General Kasım Süleymani ile birlikte katledildi.
İran Kudüs Gücü eski komutanı General Kasım Süleymani ile Haşdi Şabi komutanı Mehdi El Mühendis / Fotoğraf: AA
Aylar süren müzakerelerin ardından Falih el-Feyyad başkan olarak seçildi. Genelkurmay Başkanlığı’na ise Haşdi Şabi’nin operasyonlarından sorumlu kişisi, hakkında çok şey bilinmeyen ama sıkı bir İran taraftarı olduğu söylenen Abdulaziz Ebu Fedek getirildi.
Bu arada belirtelim: ABD, Haşdi Şabi’nin şu anki lideri eski başbakan Haydar İbadi’nin Ulusal Güvenlik Danışmanı Falih el-Feyyad’ı da yaptırım listesine aldı.
Haşdi Şabi lideri Falih el-Feyyad
Gerekçe şöyleydi: “2019’da ülkenin birçok kentinde ekonomik durumun kötüleşmesi, yolsuzluk ve genel hizmetlerin eksikliğini protesto eden halka karşı silah kullanma talimatı vermesi!”
Oluşumun Irak içerisinde toplam 8 bölge komutanlığı var. Bu komutanlıklar, ülkenin güneyi hariç diğer bölgelerinde konuşlanmış durumdalar.
Bunlar: Ninova (Musul) Bölge Komutanlığı; Kerkük ve Doğu Dicle Bölge Komutanlığı; Diyala Bölge Komutanlığı; Semerra Bölge Komutanlığı; Bağdat Bölge Komutanlığı; Cezire Bölge Komutanlığı; Ramadi Bölge Komutanlığı ve Orta Fırat Bölge Komutanlığıdır.
Haşdi Şabi hiyerarşi ve bağlantı şeması / Grafik: TRT Haber
Haşdi Şabi örgütlenmesinin içinde yer alan Nuceba Hareketi’nin temel motivasyonu, Suriye’de Beşşar Esad rejimini desteklemek ve Lübnan Hizbullah örgütü ile bağlantıları güçlendirmektir.
Nuceba Hareketi, Asaibu Ehlil Hak örgütünden kopan Ekrem El Kaubi tarafından 2013’te kurularak faaliyetlerine başladı.
Irak’ın güvenliğini ve istikrarını tehdit ettiği gerekçesiyle ABD Hazine Bakanlığınca 2008’de kara listeye alınan Nuceba Hareketi, Irak’taki Şii milisleri Suriye’de Esat rejimi saflarında savaştırma hedefini güdüyor.
Iraklı Şii milisler
Örgüt lideri El Kaubi, basına yansıyan söylemlerinde açıkça İran dini liderliği ve Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’a bağlılığını teyit etmektedir.
Haşdi Şabi uzun bir süredir Ezdî inançlı Kürtlerin yaşadıkları Sincar’da (Ezdîxan’da) güç bulunduruyor ve giderek varlığını artırıyor.
Yerel kaynaklara göre sayısı 2 bin 500’ü geçmeyen milis gücüne sahip Abbas Tugayı ile Sincar’ın güneyinde konuşlu Haşdi Şabi’ye bağlı yöredeki 29. ile Suriye sınırındaki 15. Alay bünyesinde faaliyet gösteriyor.
Haşdi Şabi bileşeni olup İran’a yakınlığıyla bilinen Asaibu Ehlil Hak örgütü lideri Qays Hazali, Şubat 2021’de yerel basına demeç verdiği demecinde “Türkiye’nin müdahalesine karşı silahına sarılacağını” söyledi ve “Türkiye’nin Irak’taki varlığının ABD varlığından daha tehlikeli olduğunu” savundu.
Keza Haşdi Şabi’nin Sincar sorumlusu Hal Ali, “Bağdat hükümeti, olası bir Türkiye operasyonuna karşı koymak için hazırlık yapmamızı istedi. Bu kapsamda şu ana kadar yaklaşık 10 bin silahlı kişi Sincar’a ulaştı” demişti.
Oysa Irak basınında yer alan bazı haberlere göre; Irak Ordusunun Başkomutanı olan Başbakan Mustafa Kazımi böyle bir emir vermemişti. 4
Ürdün sınırında Ocak 2024’te öldürülen bir askerin cenaze töreni / Fotoğraf: AFP
İran yanlısı milisler tarafından Suriye-Ürdün sınırındaki bir ABD üssüne düzenlenen ve üç Amerikan askerinin ölümüne neden olan saldırıların ardından Beyaz Saray yönetimi, Irak ve Suriye’deki İran Devrim Muhafızları Ordusu ile bağlantılı silahlı grupların mevzilerine misillemede bulunma emri vermişti.
Bu saldırılarda Irak’ta 16, Suriye’de 23 kişinin öldüğü bildirildi. Cuma günü gerçekleştirilen saldırılarda, Irak’ta 36 kişinin de yaralandığı belirtildi.
Bunun üzerine Iraklı Şii milislerin lideri konumundaki Falih el-Feyyad, ABD öncülüğündeki koalisyon güçlerinin ülkeden çıkarılmasını isteyerek gözdağı verdi: “Haşdi Şabi’yi hedef almak ateşle oynamaktır!” dedi. 5
Haşdi Şabi milisleri, ABD saldırılarında öldürülen 16 silah arkadaşının taziyesinde / Fotoğraf: DPA
2021 yılında milis güçleri olan siyasi partiler, İran desteğiyle “Koordinasson Çerçevesi” (الإطار التنسيقي) isimli bir ittifak gerçekleştirdiler.
O zamanki amacı, nispeten tarafsız davranan ve bu arada ABD, Avrupa, Türkiye ve Iraklı Sünni güçlere göz kırpan eski Başbakan Mustafa Kazımi ile o zamanki genel seçimlerde birinci parti konumundaki ihtiraslı ve İran karşıtı dini lider Muqtada Sadr’ın önünü kesmekti.
Haşdi Şabi milisleri, yasa gereği kolluk kuvvetleriyle eşit sayılıyor imtiyazlardan yararlanıyor / Fotoğraf: AA
Koordinasyon Çerçevesi; Qays Hazali önderliğindeki Hareket’ul Sadıqun (Sadık ve Doğrucular Hareketi), İtilaf’ul Feth (El Fetih İttifakı), eski Başbakan Nuri Maliki’nin Kanun Devleti İttifakı, Ammar El Hekim başkanlığındaki Hikmet Akımı, Ahmed Esedi liderliğindeki İmam’ın Askerleri Hareketi, İslam Yüksek Meclisi, Hareket-u Ata, Fazilet Partisi gibi yapılardan oluşmaktadır.
Sonuçta Koordinasyon Çerçevesi bileşenleri yukarıda bahsedilen hedefleri gerçekleştirdiler. Muqtada Sadr hükümet kurmaktan vazgeçti. Başbakan Kazımi görevinden ayrıldı. Yerine Muhammed Şiya El Sudani hükümet başkanı oldu.
Irak Başbakanı Muhammed Şiya El Sudani, İsrail’in suçları nedeniyle bölgedeki çatışmalar alevleniyor
Yukarıda adı geçen oluşumların hepsi de yeni kurulan hükümetin 12 bakanlığında hassas ve kilit mevkilere yerleştiler.
M. Sadr önderliğindeki El Sadr Akımı, yüzde 80’inden fazlasının eski Başkan Saddam’ın devrilmesinden sonra oluşturulan Şii milislerin faaliyetine sürekli karşı çıkmaktadır.
Onlara göre milisler, partilerin askeri kolu olmak yerine kolluk kuvvetleri içinde eriyip gerçekten ordu malı olmalıdırlar.
Sadr’ın 2003 yılında Amerikan işgaline karşı teşkil ettiği Mehdi Ordusu’nun bölünmesinde, muhtemelen Tahran’ın rolü olduğu düşünülmektedir.
Zira Sadr, daha önce benimsediği İran çizgisinden koparak muhalif bir yerde durmaya başlamıştır.
Irak’taki Şii milisler icabında örtülü/yasadışı birimler oluşturma yoluna gitmektedirler. Örneğin Nuceba Hareketi’nin gölge kuruluşu “Eshab’ul Kehf” taburu, “Asaibu Ehlil Hak” örgütününki ise yan kuruluşu olan “Seraye Evliya’il Dem” bölüğüdür.
Bu tür yan veya gölge kuruluşlar Irak içinde veya dışındaki ABD hedeflerine saldırılar düzenlemekte; bilhassa El Anbar gibi Ürdün-Suriye sınır boylarında hâkimiyet kurup Amerikan tesisleriyle İsrail topraklarına füze fırlatmaya çalışmaktadırlar.
Kimi zaman Irak’taki yabancı devletlerin sadece siyasi değil, ekonomik çıkarlarını da hedefleyen eylemler yapılmaktadır.
Erbil’e İran füze saldırısı, 16 Ocak 2024
Irak Kürdistan bölgesindeki hedeflere, bilhassa başkent Erbil (Ocak 2024) ve Harir (Ekim 2023) gibi bazı üslere yapılan saldırılara ilaveten Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan ve Ürdün toprakları da bir şekilde bu tür saldırılara maruz bırakılmaktadır.
İran’ın füzeyle vurduğu Kürt milyarder Dizayi’nin Erbil’deki villası, 17 Ocak 2024
Ekim 2023’te başlayan Gazze Savaşı vesilesiyle kendini İran Devrim Muhafızları Ordusu’na (DMO) yakın gören Hizbullah Tugayları ile Nuceba Hareketi gibi oluşumlar İsrail ile destekçisi Amerika’ya karşı aktif mücadeleyi ve ABD’nin bölgedeki askeri üsleriyle ekonomik tesislerini vurmayı savunuyorlar.
Irak Kürdistan bölgesindeki Harir Amerikan üssüne İHA saldırısı
Buna karşılık Asaibu Ehlil Hak ile Bedir Tugayları, Irak’ın Filistin-İsrail savaşından uzak durmasından yanadırlar. Dolayısıyla Haşdi Şabi içinde bölgedeki savaşa katılıp katılmama noktasında görüş ayrılığı mevcuttur.
Neticede Amerikan hedef ve çıkarlarına saldırıyı benimseyen dört oluşum şöyle sıralanabilir: Vefalı Ensarullah, Nuceba Hareketi, Ketaib’ul Şüheda ve Ketaib’ul Hizbullah. Dördünün oluşturduğu platformun adı “Irak İslami Direnişi”dir.
Bahsedilen dört oluşum içinde İranlılar ve Lübnan Hizbullah örgütü uzmanları bulunmakla birlikte, bunların ülkede herhangi bir resmi siyasi temsilcileri yoktur.
ABD’ye meydan okuyan Iraklı milisler
“Irak İslami Direniş” adı altında şimdiye kadar Irak ve Suriye’deki Amerikan üslerine/hedeflerine yönelik (Ocak sonu 2024 itibarıyla) toplam 120 saldırı gerçekleştirilmiştir. Malum, ABD’nin her iki ülkedeki toplam asker sayısı 3 bin 500 olarak biliniyor.
Saldırılara askeri misilleme yapan ABD, Irak yönetimine ekonomik yaptırımlar uygulayabileceğini de açıkladı. Başkent Bağdat ve çeşitli mıntıkalara yönelik şiddetli misilleme yapan ABD, Irak kamuoyunda ve hükümeti nezdinde eleştirildi.
Başbakan dâhil başlıca yetkililer Amerikan askerlerinin ülkeden çıkarılmasını istedi. Bu hususta görüşmeler devam ediyor.
Devam edecek…
Kaynakça:
1. E. Stepanova, Terrorism in asymmetrical conflict: SIPRI Report 23. Oxford Univ. Press, 2008.
2. Spencer C. Tucker, The Encyclopedia of Middle East Wars: The United States in the Persian Gulf, Afghanistan, and Iraq Conflicts [5 volumes], 8 Ekim 2010.
3. https://www.majalla.com/node/309961/, Selam Zeydan, 9 Şubat 2024.
4. https://www.trthaber.com/haber/dunya/irakta-devlet-icinde-devlet-hasdi-sabi-562458.html, son güncelleme 16 Nisan 2021.
5. https://www.majalla.com/node/309961; https://tr.euronews.com/2024/02/04/iran-destekli-hasdi-sabi-lideri-abd-onculugundeki-koalisyon-gucleri-iraktan-ciksin, 4 Ocak 2024.
© The Independentturkish