Pazar , 22 Aralık 2024

Kürt göçmenler, neden ülkelerini terk ederek Avrupa’ya kaçıyorlar?- Faik Bulut

Kolaj: Independent Türkçe

Ekim ayı ile kasım başından itibaren Belarus ile Baltık ülkelerine doğru yön değiştirip akın eden göçmenlerin krizi, çok geçmeden uluslararası oyunun ve “yeni soğuk savaş” siyasetinin bir parçası haline dönüştü.

Gerginliğin bir yanında AB tarafından desteklenen Polonya, Litvanya ve Latviya, diğer yanında ise Belarus ile Rusya bulunuyor. Karşılıklı suçlamalar sürüp gidiyor.

Binlerce göçmen umuda yolculukta perişan oluyor-Kaynak, Anadolu Ajansı..jpg
Binlerce göçmen umuda yolculukta perişan oluyor/ Fotoğraf: Anadolu Ajansı

 

Biz burada, göçmen krizinin arka planını ve özellikle de Irak Kürdistan Bölgesi’nden (kitlesel biçimde -2021 yılı başından bu yana toplam 28 bin kişi- “özgür ve rahat” bir hayat uğruna ülkesinden ayrıldıktan sonra, Belarus-Polonya sınırındaki perişan halleriyle ortaya çıkan Kürtlerin, neden ülkelerini terk ettiklerini açıklamaya çalışacağız.

Polonya sınırındaki Belarus mıntıkasında kurulu çadırda ısınan göçmenler-Fotoğraf-AFP.jpg
Polonya sınırındaki Belarus mıntıkasında kurulu çadırda ısınan göçmenler/ Fotoğraf: AFP

 

Göç meselesinin yakın tarihini BBC News Türkçe Bülteni şöyle özetliyor:

“…2015 yılının Nisan ayında Akdeniz’de mültecileri taşıyan beş geminin batması ve 1200 mültecinin hayatını kaybetmesiyle göçmen krizi AB’nin de ana sorunlarından biri haline geldi.

AB, Avrupa Sınır ve Sahil Koruma Teşkilatı’nın (Frontex) yardımıyla krize karşı merkezi önlemler aldı. Öncelikli hedef, Akdeniz’deki yasadışı geçişlerin engellenmesiydi.

İtalya’nın organizasyonuyla gündeme gelen ve askeri birliklerin görev yaptığı Poseidon Deniz Harekâtı ile Triton Deniz Harekâtı sonucunda mülteci akımı büyük ölçüde engellendi.

Frontex, Balkan ülkelerinde de önlemler aldı. Yunanistan-Türkiye ve Bulgaristan-Türkiye sınırlarına geçişleri kısmen engelleyen dikenli tellerle duvarlar çekildi. Adalar üzerinden geçişleri kontrol altına almak için de AB fonlarıyla sahil güvenlik birimleri kurulup zamanla genişletildi…

AB ve Türkiye arasında 18 Mart 2016 tarihinde yürürlüğe giren Göçmen Mutabakatı gereğince Türkiye, topraklarına giren yaklaşık 3 milyon mülteciye bulundukları alanlarda barınma ve yaşama imkânı sundu. Böylelikle, AB’ye yönelik göç dalgasının önü kesildi. 2020 yılından itibaren göç dalgası bu kez de Akdeniz’den kuzeye, Belarus istikametine döndü…

Pek çok konuda Varşova yönetimiyle tartışmalar yaşayan AB, sınır güvenliği meselesinde Polonya’ya tam destek verdi. Belarus sınırının kapatılması için gerekli olan 407 milyon dolarlık bir proje AB tarafından finanse edildi… Önce Polonya, ardından da Litvanya sınırları boyunca duvarlar ve dikenli tel örgülerden oluşan engeller inşa edilmeye başlandı.

Polonya ve Baltık ülkelerinin aldıkları önlemler normal koşullarda sınır güvenliğinin sağlanması için yeterliydi. Ancak, Belarus topraklarında merkezi ve açık bir şekilde organize edilen binlerce kişiden oluşan göç dalgasını sorunsuz bir şekilde engellemek için yeterli değildi.

Buna rağmen Polonya ve Baltık ülkeleri, kapıları kapatarak ve sınıra askeri birlikler göndererek mülteci akımını kısmen kontrol altına almayı başardılar.

AB ülkeleri Belarus ve Rusya’ya karşı yaptırımlar uygulamaya başlayınca, Belarus Başkanı Alexander Lukaşenko AB’yi açıkça tehdit etmiş ve ‘Ülkesinin mülteci politikasını AB’yi zor durumda bırakmak için değiştireceklerini’ duyurmuştu.

Belarus’un tavrı, Rusya tarafından da destekleniyor… Putin’in en önemli muhaliflerinden siyasetçi Aleksey Navalni’nin zehirlenmesinin ardından yaptırıma maruz kalan Rusya açısından da göçmen akımıyla AB’yi zor durumda bırakmak uygun bir taktik gibi görünüyor.

2020 yılı başında, Lukaşenko’nun ‘Göçmenlerin AB üye ülkelerine gidişi artık Belarus yetkilileri tarafından engellenmeyecek!’ açıklamasıyla bu ülkeden Polonya ve Baltık Cumhuriyetleri, özellikle de Litvanya istikametinde harekete geçen göçmen sayısının artması arasında doğrudan bir bağlantı var…” 1

ABD Başkanı Joe Biden, “Mevcut krizden duyduğu endişenin Rusya ve Belarus yetkililerine iletildiğini” açıkladı.

Polonya Dışişleri Bakanı Zbigniew Rau ile görüşen ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ise, Polonya sınırındaki mülteci krizinden Belarus yönetimi ile Moskova’yı sorumlu tutan konuşmasında doğrudan suçlamalarda bulunarak, “Belarus yönetimi, mültecileri kendi çıkarları için kullanıyor!” dedi.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, yazılı açıklamasında şu ifadeler yer alıyor:

Alexander Lukaşenko liderliğindeki yönetim, demokrasi, insan hakları ve uluslararası normlara yönelik devam eden saldırılarından sorumlu tutulmalıdır.

Yaralı insanların (göçmenlerin) kalpsizce istismar edilmesini ve baskı altına alınmasını, yasalara aykırı mülteci akınının desteklenmesini kınıyoruz. Bu insanlık dışı tutumu nedeniyle, Belarus hükümetine karşı cezai tedbirler alınmalıdır.

Zira Lukaşenko rejiminin eylemleri, bölgedeki güvenliği tehdit edip ayrışmayı körüklerken Rusya’nın Ukrayna sınırındaki adımlarından dikkatleri başka tarafa çekmeyi amaçlamaktadır.

ABD ile İngiltere, Belarus yönetimini, “Avrupa sınır boylarında huzursuzluk ve istikrarsızlık çıkarmak için yapay bir göçmen krizi icat etmekle” suçladılar.

İngiltere Savunma Bakanlığı, 12 Kasım’da, silahlı kuvvetlerden bir istihkam ekibini, “Polonya sınırına tahkim ve takviye maksadıyla” göndereceğini duyurdu.

Polonya yetkilileri ise sınırda sıkışıp kalmış bütün göçmenlere şu çağrıyı yaptılar:

Sizi, Avrupa ülkelerinin merkezine ulaştırmaya söz verenlere asla aldanmayın!

Polonya-Belarus sınırında sıkışan göçmenler.Kaynak-Reuters.jpg
Polonya-Belarus sınırında sıkışan göçmenler / Fotoğraf: Reuters

 

Polonya-Belarus sınırındaki göçmen krizi devam ederken, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, “Göçmen krizinin arkasında Rusya’nın olduğuna” dair suçlamaları reddetti.

Rossiya-1 kanalındaki demecini aktaran resmi haber ajansı Sputnik‘e göre Putin, sözlerini şöyle tamamladı:

Polonya-Belarus sınırında neler olduğunu basından öğrendim. Bu konuyu Lukaşenko ile daha önce hiçbir zaman görüşmedim. Sadece krizin ortaya çıkmasından sonra onunla (Lukaşenko) iki defa telefonda görüştüm.

Bu nedenle bize yöneltilen suçlamalar hakkında herkese söylemek istiyorum: Kendi iç sorunlarınızla ilgileniniz, kendi yetkili birimleriniz tarafından çözümlenmesi gereken kendi sorunlarınızı başkalarının üstüne atmayınız… Gerilimin yatışması için Belarus ile Polonya ve AB arasında devreye girmeye hazırım.

Bu sıralarda, Belarus Devlet Başkanı Aleksander Lukaşenko ise, “Batı sınırlarındaki kamplarda yaşayan göçmenleri eve dönmeye ikna etmeye çalıştığını ama bunu başaramadığını” söylüyordu.

Belarus devlet ajansı Belta’nın haberine göre Lukaşenko, “Batı’nın olası yeni yaptırımlarına misillemede bulunacağını (doğalgaz hattını kapatmak gibi)” da vurgulamıştı.

Belarus Dışişleri Bakanlığından AB toplantısıyla eş zamanlı yapılan açıklamada, “Minsk’in (Belarus yönetiminin) ‘AB sınırlarındaki göçmen krizini kasten tasarladığı’ suçlaması saçmalıktır. Sınır kontrollerimiz sıkılaştırılmıştır. Milli havayolu şirketimiz Belavia, yasadışı göçmen taşımamaktadır…” denilirken, Belarus Savunma Bakanlığı da Polonya’yı, şu ifadelerle suçluyordu:

Sınır boylarına eşi görülmemiş şekilde askeri yığınak yapıyorlar. Oysa sınırlı sayıdaki göçmeni engellemek için tanklar ve silahlı hava araçlarıyla takviye edilmiş 15 bin Polonya askerini hudut boyuna yığmak gerekmiyor.

Göçmenlerin kendi sınırlarına geçişini engelleyen Polonya kolluk kuvvetleri-Fotoğraf-Reuters.jpg
Göçmenlerin kendi sınırlarına geçişini engelleyen Polonya kolluk kuvvetleri / Fotoğraf: Reuters

 

AB Dışişleri Bakanları, 15 Kasım’da Brüksel’de gerçekleştirdikleri toplantıda, Belarus hükümetine yönelik yaptırımların kapsamını genişletme kararı aldılar.

AB Dışişleri Bakanları ve AB-Doğu Ortaklığı Dışişleri Bakanları toplantılarının ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, “Belarus’a karşı 5. yaptırım paketi üzerinde anlaştık. Gelecek günlerde son halini alacak” dedi.

Polonya-Belarus sınırında mahsur kalmış göçmenler, tankerden dağıtılan su kuyruğunda-Kaynak-Leonid Scheglov, BelTA-Reuters.jpeg
Polonya-Belarus sınırında mahsur kalmış göçmenler, tankerden dağıtılan su kuyruğunda / Fotoğraf: Leonid Scheglov, Reuters

 

Aynı ülke yetkilileri, göçmen taşıma olayına karışan/bulaşan bazı seyahat acenteleri ve havayolu şirketlerine de müeyyide uygulayacaklarını belirterek ilgili çevrelerle temasa geçtiler.

Bu çerçevede Avrupa Birliği temsilcileri; Suriyeli, Iraklı ve Yemenlilerin Belarus ile Polonya ve Baltık ülkelerine uçakla taşınmaması konusunda Türk yönetimini de uyardıklarını açıkladılar.

Uyarının nedeni ise, Reuters haber ajansının göçmen kriziyle ilgili yaptığı çok yönlü araştırmada ortaya çıkan şu somut olaydı:

Türkiye ile Belarus arasındaki uçuşlar ilkbahardan bu yana giderek artmıştır. Flightradar24 verilerine göre, Belarus’un bayrak taşıyıcı havayolu şirketi Belavia, Şubat 2021’de 28 kez, mart ayında da 31 kez İstanbul-Minsk arasında uçuş yaptı.

Bu sayı, temmuz ayında 65’e yükseldi. THY ise mart ve nisan aylarında aynı rotada 32 sefer yaparken, temmuz ve ağustosta 64 sefer gerçekleştirdi. Ekim ayında her iki havayolu Minsk’e toplamda 124 kez uçtu.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Belarus ve Polonya sınırında yaşanan insanlık krizinden ötürü Türkiye’yi ya da THY’yi suçlamanın “yanlış” olduğunu dile getirdi.

AFP haber ajansına konuşan Kalın, “Belarus, Polonya, Litvanya ve diğer birkaç Avrupa ülkesi arasında yaşanan yasadışı göçmen krizinin Türkiye ile bir ilgisi yok” dedi. 2

Belarus-Polonya sınırında  çadırda yaşayan  kadınlar-Fotoğraf, AFP.jpg
Belarus-Polonya sınırında çadırda yaşayan kadınlar / Fotoğraf: AFP

 

Yazının girişinde bahsettiğimiz üzere, Ekim ve Kasım 2021 tarihlerinde Belarus-Polonya sınırında patlak veren göçmen krizi, Avrupa Birliği üyesi devletler ile Belarus ve bilhassa Rusya arasında “ciddi” bir soğuk savaşa dönmüş bulunuyor.

Bu konuda Cumhuriyet gazetesi köşe yazarı Mehmet Ali Güller, şu tespiti yapıyor:

Öncelikle belirtelim: Polonya-Belarus göç krizi aslında bir göç krizi değildir. Hatta kriz, aslında Polonya-Belarus krizi bile değildir. Bir yanıyla AB-Rusya krizidir ama daha çok ABD-Rusya krizidir. Ve gelişim yönü itibarıyla da kısmen ABD-AB krizi… Polonya-Belarus krizi, daha geniş bir perspektiften bakıldığında, aslında AB-Rusya krizi olmaktan çok, ABD-Rusya krizidir. Zira Doğu Avrupa’yı Rusya’ya karşı cephe yapmaya çalışan, Berlin-Paris hattından ziyade Washington’dur. 3

İngiliz Savunma Kurmay Başkanı General Sir Nicholas Carter. Kaynak, Wikipedia
Birleşik Krallık Savunma Kurmay Başkanı General Sir Nicholas Carter / Fotoğraf: Wikipedia

 

Kimi zaman uç noktalarda seyretmekle birlikte M. Ali Güller’in bu tespiti yersiz sayılmaz. Nitekim BBC Andrew Marr Show programında konuşan İngiltere eski Savunma Kurmay Başkanı General Nicholas Carter’a göre de:

Mevcut gerginlik, Soğuk Savaş döneminden bu yana Rusya topraklarında ciddi bir çatışma riski taşımaktadır.

Belarus-Polonya sınırındaki çadırlarda bekleyen göçmenler. Kaynak-Belarus Devlet Sınır Komitesi ve TASS.jpg
Belarus-Polonya sınırındaki çadırlarda bekleyen göçmenler / Fotoğraf: Belarus Devlet Sınır Komitesi/TASS

 

Polonya-Belarus sınırında kördüğüm haline gelen göçmen krizinin insani yanını da ele alalım:

15 Kasım 2021 itibarıyla binlerce göçmen, Kuznica Bialostocka sınır kapısında toplandı.

Sayıları 3 bin 500’ü bulan göçmenlerin yüzde 80’i Kürt, kalanı Suriyeli, Iraklı ve Yemenli. Hepsi de Polonya’ya geçmek için sabırla bekliyor.

İki sınır arasında mahsur kalmış Iraklı göçmenler açlık ve soğuktan ölüm tehlikesiyle karşı karşıya-Kaynak, www.draw media.net_.jpg
İki sınır arasında mahsur kalmış Iraklı göçmenler açlık ve soğuktan ölüm tehlikesiyle karşı karşıya / Fotoğraf: draw media.net

 

Açlık, bitkinlik ve dondurucu soğuk yer yer donma ve ölümlere yol açabiliyor.

Belarus sınır birlikleri göçmenleri, Polonya sınırına doğru iterken; Polonya polisi, ordu ve sınır koruma mensubu yüzlerce güvenlik görevlisi de onları engelleyip zor kullanarak geri püskürtüyor.

İki sınır arasındaki bölge Ölüm Nehri gibi. Kaynak-A.Ajansı.jpg
İki sınır arasındaki bölge ‘Ölüm Nehri’ gibi / Fotoğraf: Anadolu Ajansı

 

Nitekim 16 Kasım günü umutsuz insanların sınırı geçme girişimine şiddetle (cop, kaba kuvvet, ses ve siz bombası, göz yaşartıcı gaz gibi) karşılık veren kolluk kuvvetleriyle göçmenler arasında tam bir arbede yaşandı, pek çok kişi yaralandı.

Mustafa isimli Kürt göçmen, bu durumu, “Ölüm nehrini geçmeye” benzetiyor:

Polonya askerleri su bile vermiyor. Hatta çocuk emzirmeyi de engelliyorlar. Belarus birlikleri de kötü muamele yapıyor. Arkalarında bekleyen çeteler ise, bize saldırıp para ve malımızı alıyorlar. 4

Nihayet, hiçbir yaptırımı olmasa da Birleşmiş Milletler (BM) teşkilatı, “Avrupa’ya göçme arayışıyla sınırda askıda kalan göçmenlere karşı güç kullanılmaması” çağrısını yaptı.

Birleşmiş Milletler, göçmenler onurlu bir muameleyi hakediyor açıklaması yaptı DPA.jpg
Birleşmiş Milletler, “Göçmenler onurlu bir muameleyi hakediyor” açıklaması yaptı / Fotoğraf: DPA

 

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar, mevcut kriz nedeniyle Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Josep Borrell’e bir mektup gönderdi:

“Avrupa Birliği, AB’nin insan onuru ve insan hakları değerlerinin sadece slogan olmadığını ortaya koyabilmelidir…” dedi.

Sınırda  uyku tulumunda uyuyanlar-Kaynak, El Cezire .jpg
Sınırda uyku tulumunda uyuyanlar / Fotoğraf: El Cezire

 

Göçmenlerin önemli bir kısmının Iraklılar, bilhassa Kürdistan’dan giden çaresiz Kürtler teşkil ederken, Irak Dışişleri Bakanı Ahmed El Sahhaf şöyle diyordu:

Hükümetimiz, yurt dışından başka bir ülkeye gitmeyi engelleme imkânına sahip değildir. Ancak Türkiye ile ortaklaşa, bu tür gidişlere (Belarus istikametine) engel olabiliyoruz. Geçen yıl Belarus ile Litvanya arasındaki sınırda sıkışıp kalmış 690 vatandaşımızı geri getirdik. Şimdi de gönüllü geri dönmek isteyen Iraklılar için 18 Kasım’da bir uçak seferi düzenleyeceğiz. 5

Göçmenleri Polonya sınırına taşımakla suçlanan Belavia Havayolu firması sonunda, “Birleşik Arap Emirliklerinden (BAE) gerçekleştirilen uçuşlara Suriye, Irak, Yemen ve Afganistan vatandaşları kabul edilmeyecektir…” duyurusunu yaptı. 6

Belavia’nın bu kararı, Ankara’nın talebi doğrultusunda Irak, Suriye ve Yemen vatandaşlarının 12 Kasım’dan itibaren Türkiye-Belarus uçuşlarına kabul edilmemesi yönündeki adımının ardından geldi.

Belarus-Polonya sınırındaki göçmen krizinin arka planında yaşananları mercek altına alan Reuters ajansı, çok sayıda göçmenle yapılan söyleşilere dayandırdığı haberinde, daha iyi bir yaşam için Avrupa Birliği’ne (AB) güvenli yollardan geçmek isteyen göçmenlerin nasıl turist vizesi alarak Minsk’e ve buradan AB sınırlarına taşındığını belgeledi.

Kim bu insan kaçakçıları?

Can alıcı soru şudur: Bu göç işini kim, nasıl organize ediyor?

Reuters ajansı, haber için farklı Ortadoğu ülkelerinden 30’dan fazla göçmenle kendi evlerinde, Belarus-Polonya sınırında ve Polonya’daki göçmen merkezlerinde görüştüğünü yazdı. Bu kişilerin yaklaşık yüzde 20’si, Belarus’a turizm vizesiyle gitmişler.

Polonya’nın Reuters ile paylaştığı belgelere göre, yaklaşık 200 Iraklı, Belarus’ta devlete ait bir seyahat acentesinden avcılık ve başka gerekçelerle vize alabilmek için destek almış.

Polonya ve Litvanyalı yetkililerin sağladığı evraklara bakılırsa, Belarus devletinin sahibi olduğu en az bir seyahat acentesi, mayıs ayından bu yana göçmenlerin turist olarak ülkeye girişine yardım etmiş.

Yine Reuters araştırmasında, benzer bir organizasyonun da Ankara’da olduğu ortaya çıkmış.

Iraklı Hüseyin el Asil, göçmenleri turist olarak Belarus’a nasıl gönderdiğini açıkça anlatıyor:

Müşterilerim için Belaruslu üç ortağımdan davetiye ayarladım. Bu yolla Irak’tan gönderilen pasaportların işlemlerini hallettik. İşlemleri tamamlanmış pasaportlar, Irak’a geri gönderilip sahiplerine ulaşıyor. Daha sonra bu kişiler, Türkiye üzerinden Minsk’e seyahat edebiliyorlar.

Bizimki en ucuz ‘seyahat acentelerinden’ biridir. Kişi başına 1250 dolar para alıyoruz. Belarus Büyükelçiliği, tabii ki bu kişilerin turizm için gitmediğini biliyor.

800 dolara bir uçak bileti ve 1250 dolara vize alınmasıyla nasıl bir turizm olur ki? Bu insanların, Avrupa’ya gitmek için geldiklerini biliyorlar.

Yukarıda anlatılan yolla Süleymaniye’den Minsk’e seyahat edip Polonya’ya geçtikten sonra sınır dışı edilen Kürdistanlı (Irak) Kamuran Muhammed ise Reuters‘a şunları anlatmış:

Geçtiğimiz ay eşim ve üç çocuğuyla birlikte turist vizesiyle Minsk’e gittik. Birkaç gün içinde Polonya sınırına ulaştık. Uçaklar, turizm için gitmeyen turistleri taşıyor. Belarus hükümeti bu insanların turist olmadığını, Polonya sınırına gittiklerini gayet iyi biliyor. Ailemle beraber Polonya’ya geçtik ama 31 Ekim günü sınır dışı edildik.

İnsani yardım çağrılarına  rağmen  sınırda sahipsiz kalmış göçmenler-kaynak, AP.jpg
İnsani yardım çağrılarına rağmen sınırda sahipsiz kalmış göçmenler / Fotoğraf: AP

 

Reuters‘a konuşan Iraklı göçmenlerin anlatımları da şöyle:

Minsk’e ulaşmak için (kişi başına) 1250 ila 4 bin dolar arasında harcama yaptık. AB sınırındaki göçmenlere küçük bir grup seyahat acentesi, şirketler, insan kaçakçıları ve şoförler yardım ediyorlar.

Kendimiz ve çocuklarımız için daha iyi bir yaşam umuduyla Avrupa’ya girmek istiyoruz. Güvenli olmasından ötürü deniz yerine karayolunu tercih ediyoruz.

Belarus’a giriş vizesi almak eskiye oranla daha kolay. Ancak birçok göçmen, sınırın hem Belarus hem Polonya tarafında şiddete maruz kalıyor.

Üç Iraklı Kürd, sınır boyundaki ormanda bekleyiş halinde.Fotoğraf-AFP.jpg
Üç Iraklı Kürt, sınır boyundaki ormanda bekleyiş halinde / Fotoğraf: AFP

 

Kürdistan’dan bu kaçış neden?

Binlerce Suriyeli ve Iraklı Kürdün Polonya-Belarus sınırındaki ormanlık alanda toplanması dikkatini çekmiş olacak ki, İngiliz The Guardian gazetesi de yeni kaçış yolu hakkında özellikle Irak ve Suriye Kürt bölgelerinde bir alan çalışması yapmış.

Buna göre Rojavalı (Serêkaniye) üç Kürt, Erbil’den bindikleri uçakla Belarus başkenti Minsk’e inmişler. Oradan kendilerini kaçak yoldan kamyonla Almanya’ya ulaştırması için şoföre binlerce dolar ödemişler.

Gelgelelim ters yoldan giden şoför kaza yapınca, 3 çocuk babası Ferhad Nebo isimli göçmen hayatını kaybetmiş.

Ferhad, 12 Kasım itibarıyla Polonya-Belarus sınırında ölen 9’uncu kişi olmuş.

Vaadedimiş cennet umuduyla bekleyen göçmenler. Kaynak, BelTA-Reuters. Fotoğraf, Leonid Scheglov.jpg
‘Vadedimiş cennet’ umuduyla bekleyen göçmenler / Fotoğraf: Leonid Scheglov-Reuters

 

Rojava bölgesinden kalkıp umut yolculuğuna çıkan ve “Avrupa cennetine” kavuşmak isteyenlerin bu duygularını ticari açıdan sömüren seyahat acentelerinin merkezlerinden biri de Beyrut’tadır.

Acente yetkilisine göre;

Başlangıçta bu kaçışa rağbet azdı. Fakat bu yolla Avrupa gidip kalma örnekleri çoğalınca, son aylarda talep iyice arttı. Suriye’de son göç dalgasına 3 bin ile 4 bin arasında göçmen katıldı. Suriyeliler, Şam-Minsk seferini yapan uçaklara biniyorlar. Kimileri de İstanbul aktarmalı olarak Minsk’e gidiyorlar.

Irak Kürdistan Bölgesi’ndekiler, Bağdat ile Erbil’de bu işi yapan seyahat şebekesi aracılığıyla Belarus vizesi alabiliyorlar.

Talep çok fazla olduğundan vize ve gidiş bedeli 2 bin 500 avroyu (2 bin 600 sterlini) buluyor. Duhoklu Dilovan (27 yaşında) işsiz. “Tehlikeli olmasına rağmen bu yolculuğa çıkmaya kararlı.”

Duhoklu bir grup Kürt, ormanlık alanda gizlice ilerliyor. Kaynak-El Hurra sitesi.jpg
Duhoklu bir grup Kürt, ormanlık alanda gizlice ilerliyor / Fotoğraf: El Hurra sitesi

 

Kürdistan (Irak) ve Rojavalı (Suriye) yöneticiler, bu göç dalgasını durduramıyorlar. Ancak son göçmen krizinden ötürü de, bir şekilde olaya müdahil olma yollarına bakıyorlar.

Kürdistanlı bir sorumlu şöyle diyor:

Belarus tarafında bu tehlikeli oyuna bulaşmış seyahat acentelerini araştırıyoruz. Zira bu işin içinde kaçakçı, tüccar, vurguncu ve zaafları olan kesimler var. Bir yanıyla da Belarus-AB ülkeleri arasındaki siyasi oyunun bir parçası olarak istismara açık mevzular bunlar. 7

 

Dindar Zebari, göçmenleri bahane ouydurmakla suçluyor-Kaynak, El Cezire.jpg
Dindar Zebari, göçmenleri bahane uydurmakla suçluyor / Fotoğraf: El Cezire

 

Irak Kürdistan Bölgesi Yönetimi’nin (IKBY) ile uluslararası ilişkiler koordinatörü Dindar Zebari, göç nedenini ekonomik ve siyasi sıkıntılara bağlamak yerine sorunun kaynağını dışarıda arıyor:

Biz göçe karşıyız. Buradan gidenler, sığınma hakkı alabilmek için yönetimimiz hakkında gerçek olmayan şeyler anlatıyorlar. Kürdistan’daki göç olgusu, dışarıdan idare ediliyor. Bazı AB üyesi ülkeler, bu krizi, birbirine karşı baskı aracı olarak kullanıyorlar. 8

Kürdistan yöresi Şeladizê üzerinden 200 kişinin Minsk şehrine ulaşmalarını sağlayan bir kaçakçı anlatıyor:

Avrupa’daki ortağımla Türkiye’de buluştum. Bana yardımcı olup yol yordam gösterdi. Böylece göç organizasyonu işine soyundum. Gidenler yolda telef oluyorlar… Bu tehlikelere rağmen mecburen ülkeyi terk edip Avrupa’ya kapağı atmaktan vazgeçmiyorlar.

Göçmenler sınırı geçme girişiminde.Kaynak, AA-picture alliance.jpg
Göçmenler sınırı geçme girişiminde / Fotoğraf: AA

 

El Cezire kanalı sitesi de, Kürdistan’daki göç nedeni konusunda araştırma yapmış. Onlardan da birkaç örnek alalım:

Aram Mecid, anayurdundaki elektrik kesintisi, su ve yakıt kıtlığına ilaveten sosyal adalet ve özgürlüklerin olmamasına isyan ederek bu tehlikeli yolculuğu çıkmış.

Ancak bütün gayretlerine rağmen yolculuk sırasında aç kalmış, Belarus polisinden baskı ve kötü muamele görmüş.

Bu yüzden ailesiyle tekrar Erbil’e dönmüş. Bu maceranın külfeti ise yılların birikimi olan 20 bin dolarını kaçakçılara kaptırması olmuş. 45 gün boyunca çektikleri azap ve eziyet cabası.

 

Ezidî genci Ahmed Heci Omar, Almanya'ya sığınmadan önce Polonya sınırında ailesiyle birlikte.  Kaynak, El Cezire.jpg
Ezidî genci Ahmed Heci Omar, Almanya’ya sığınmadan önce Polonya sınırında ailesiyle birlikte / Fotoğraf: El Cezire

 

Ezdî genç Ahmed Heci Omar ise, yasal gidip vizesiz Almanya’ya yerleşen şanslı göçmenlerden biri. Macerasına birlikte göz atalım:

Kürdistan’dan Bağdat’a, oradan Belarus’a vizeyle gitmiş. Bu andan itibaren AB ülkelerine varmak maksadıyla yasal olmayan yolları denemiş. Kaçakçılar refakatinde, yaya olarak 25 günde Belarus topraklarını geçmiş. Küçük çocuklarıyla birlikte Polonya ormanları arasında günde 14 saat yol alıyorlarmış. Kaçakçılara verdiği miktar kişi başına 10 bin doları bulmuş. Sonuçta Almanya’ya varmayı başarmışlar.

2014 yılından bu yana Irak'tan 120 bin Ezdî göçtü.-Kaynak, El Cezire. p.jpg
2014 yılından bu yana Irak’tan 120 bin Ezdî göçtü / Fotoğraf: El Cezire

 

Bu münasebetle belirtelim:

Ezdî aktivist Meyser El Adanî’ye göre, Ezdî ahalinin durumu hem dramatik hem de trajik.

Zira IŞİD işgali sonrasında Ezdîler, hâlâ Kürdistan’ın farklı mıntıkalarındaki 15 ayrı kampta yaşıyorlar.

Yazın sıcaktan kavrulup kışın soğuktan titriyorlar. Baba ocakları sayılan Şengal bölgesine gidip kendi evlerine yerleşmeleri ise yasak.

Bu nedenle 2014’ten bu yana Almanya, Kanada ve Avustralya’ya toplam 120 bin Ezdî göçmüş.

Kürdistanlı gazeteci Abdulhamid Zebari, göç nedenlerini anlatıyor. Kaynak, El Cezire.jpg
Abdulhamid Zebari, göçün nedenlerini anlatıyor / Fotoğraf: El Cezire

 

Kürdistanlı gazeteci Abdulhamid Zebari, göçün ana nedenlerini kendince şöyle sıralıyor:

Yabancı yatırımlar yok denecek kadar az. Kamu alanında istihdam alabildiğine daraldı. Özellikle IŞİD’in 2014’te bölgeyi ele geçirmesiyle birlikte çalışma imkânı kalmadı. Ham petrol fiyatları yükseldi. Erbil ile Bağdat hükümetleri arasında, bütçeden pay alma konusunda ihtilaf çıktı.

Kürdistan’a akın eden Arap ve diğer yabancı işçiler, Kürt vatandaşın talep ettiği ücretin yarısına razı olup çalışıyorlar. Kürdistan Yönetimi, yüksek okul mezunlarına istihdam alanı yaratamadı. Kamu ve özel sektördeki adam kayırma politikası, işsizlik oranını artırdı.

Kürt aileler, iki seçenekten birini deniyorlar: Ya aile boyu göç yoluna çıkıyorlar ya da içlerinden biri önceden bu maceraya atılıp, sonradan ailesini yanına çağırıyor. 9

40 bin nüfuslu Şeladizêlilerden kimileri, göçme sebeplerini şöyle sıralıyorlar:

İstihdam yok, iş yok. Var olan işlerde ücretler hayli düşük. Türk uçaklarının ve toplarının buradaki silahlı örgüt üslerini (PKK) bombalamalarının insanlarda yarattığı gerginlik ve tahribat da cabası!

Yerel bir gazeteciye göre, bu yüzden kasabadan 400 kişi göçmen olarak gitmiş. 10

İki sınır arasındaki tampon bölgede oynayan çocuklar-Fotoğraf, AFP.jpg
İki sınır arasındaki tampon bölgede oynayan çocuklar / Fotoğraf: AFP

 

Kürdistan Hükümeti sözcüsü Cotyar Adil diyor ki:

Irak genelindeki asayiş problemleriyle istikrarsızlık Kürdistan’dan göçmenin asıl sebebidir. IKBY, göç dalgasının altında yatan nedenleri araştırmak üzere bunun için bir komisyon kurdu. Komisyonun hazırlayacağı rapor doğrultusunda, daha fazla istihdam yaratmaya yönelik reformlar yapılacaktır.

Irak genelinin en güvenli ve istikrarlı bölgesi sayılan Kürdistan’ın bir diğer önemli sorunu ise genel hak ve özgürlüklerin önemli oranda kısıtlanmış olmasıdır.

AFP’ye konuşan çok sayıda genç, “Kürdistan yönetiminin ekonomik alandaki dar görüşü sonucu yaşanan geçim sıkıntıları ve bölgedeki istikrarsızlık yüzünden ülke terk ediliyor” demektedir.

IKYB’ye gelince, onlar, Irak merkezi yönetiminden, Kürdistan’ın sırtındaki ağır ekonomik yükün hafifletilmesi için kamu çalışanlarının maaşlarının ödenmesinde yardımcı olmasını istiyor. 11

Sözün kısası: Milli servetin 2 bin 500 kadar kişinin elinde toplandığı; sanayi ve tarım üretiminin yok denecek kadar az olduğu; yaygın yolsuzluğa dayalı Dubai tarzı rantiye devlet olma gayretindeki bir ülkeden ölüm tehlikesini bile göze alıp göç etmek isteyenlere şaşırmamak lazım.

 

 

Kaynakça: 

1-) BBC News, Türkçe sitesi, 10 Kasım 2021.
2-) Cumhuriyet, 13 Kasım 2021.
3-) Cumhuriyet, 13 Kasım 2021.
4-) https://www.alhurra.com/arabic-and-international/2021/11/07/. 7 Kasım 2021.
5-) Independent Türkçe, 15 Kasım 2021
6-) Sputnik haber ajansı, 12 Kasım 2021.
7-) Çevirip Arapçaya aktaran Orient Net sitesi, https://orient-news.net/ar/news_show/193927, 13 Kasım 2021.
😎 https://www.alquds.co.uk/,
وزارة الهجرة لا تملك إحصائية لعدد العراقيين العالقين عند حدود بيلاروسيا وبولندا
9-) https://www.aljazeera.net/news/politics/2021/11/15/ –
في سؤال وجواب.. لماذا تزداد هجرة الشباب من كردستان العراق إلى بيلاروسيا؟
10-) https://www.independentarabia.com/node/265316/,,, . شيلادزي الكردية في العراق… نقطة هرب إلى أوروبا عبر “بيلاروس, 5 Ekim 2021.
11-) https://arabic.rt.com/middle_east/1292826,, حكومة إقليم كردستان العراق تتعهد معالجة “الأسباب الجذرية” لأزمة تدفق المهاجرين, 11 Kasım 2021.
Ayrıca bakınız:
CNBC Elliot Blith, https://www.cnbc.com/2021/11/15/, 15 Kasım 2021.
https://www.independentarabia.com/node/276781/,, -/بوتين-ينفي-أي-علاقة-لموسكو-بأزمة-اللاجئين-بين-بيلاروس-وبولندا
https://www.independentarabia.com/node/277256/,,-خطر الحرب مع روسيا مرجح أكثر من أي وقت مضى منذ “الحرب الباردة”,
https://www.independentarabia.com/node/276966/,,, بيلاروس عن أزمة المهاجرين: العقوبات الأوروبية “أعطت نتائج عكسية

 

© The Independentturkish

Takvim

Kasım 2021
P S Ç P C C P
1234567
891011121314
15161718192021
22232425262728
2930  

timeline

Aylık

ÖZGÜR ÜNİVERSİTE YOUTUBE