Salı , 3 Aralık 2024

Filistinlilerle Yahudilerin çatışma nedenlerinden biri de Halil şehrindeki Hz. İbrahim Makamı’dır

Faik Bulut

Gazze‘de yaşananlar (Ekim 2023), Filistin-İsrail çatışmasının bir başka boyutunu daha ortaya çıkardı.

Gerici İsrail hükümetinin ırkçı-dinci Siyonist kanadından cesaret alan silahlı Yahudi yerleşimciler, adım adım Filistin köy, kasaba, belde ve arazilerine el koyuyor; bununla da yetinmiyorlar. 

Aynı yerleşimciler; Siyonist ırkçı örgüt ve milisler tarafından 1948’de zorla yerinden yurdundan edilen Filistinlilerin Batı Şeria‘daki Beytüllahim şehrinin güneyinde sığınmak zorunda kaldıkları büyük taş oyuk ve mağaralara da el koyuyorlar. 
 

Tarihi Halil şehrindeki Filistinliler, İsrail tarafından zorla göçertiliyor. Kaynak-independent arabia..jpg

Tarihi Halil şehrindeki Filistinliler, İsrail tarafından zorla göçertiliyor / Fotoğraf: Independent Arabia

1948 yılındaki iç sürgünden beri mağaraları mesken tutan yoksul Filistinliler, o günden beri suyu ve elektriği bulunmayan bu yerleri başlarını sokacak bir ev-barınak olarak kullanıyorlar.

Gelgelelim fanatik Yahudi yerleşimciler buraları ele geçirme ve doğa turizmi amacıyla kullanarak para kazanma peşindeler. 

İsrail merkezli Jerusalem Post gazetesine göre, “Gazze operasyonu turist sayısının gözle görülür biçimde azalmasına ve dolayısıyla turizm sektörünün de gerilemesine yol açtı.”

Geçen aralık ayında toplam turist sayısı 52 bin 800 oldu. Hâlbuki ondan önceki sezonda ayda 300 bin turist gelmişti. 

İsrail hükümeti, şimdilerde Batı Şeria’nın doğusuna düşen bozkır ve çöl bölgesi ile Halil şehrini güneyden kuşatan dağları Necef çölüne bağlayan toprakları “doğa turizmi” projesi kapsamında ele alarak turistik iskân bölgesi haline getirmeyi planlıyor. 
 

Filistin toprağını gaspetme örneği bir iskan projesi. Givat Brenner.jpg

Filistin toprağını gaspetme örneği bir iskan projesi: Givat Brenner

Nitekim “çölde vaha” veya “çöl cenneti” algısı yaratacak örnek bir yerleşim yeri olan Givat Brenner, 2002 yılında 70 bin kilometrekarelik bir alan üzerinde kurulmuştu.

İkinci furya 2012 yılında yurdundan kovulanların 15 bin metrekarelik bir arazisinde (Kudüs’ün güneydoğusuna düşen Han El Ahmar yöresinde) hayata geçirildi. 1
 

Batı Şeria'daki Beytüllahim çöl mıntıkası. Kaynak-independent arabia.jpg

Batı Şeria’daki Beytüllahim çöl mıntıkası / Fotoğraf: Independent Arabia

Benzer durum, Kasım 2023’te Batı Şeria’daki tarihi El Halil (Halil) şehrinin kadim yerleşim alanı için de geçerli.

“H2 mıntıkası” kapsamında görülen bu mekânda ikamet etmekte olan Filistinlilerin baba ocağında kalmaları İsrail ordusu tarafından yasaklandı.

1967’de Filistin topraklarını işgal eden İsrail, Batı Şeria’nın en büyüğü sayılan Halil şehrini, 1997 yılında ikiye böldü.
 

Batı Şeria'nın en büyük şehri Halil, 1997 yılında Filistinliler ile Yahudiler arasında  ikiye taksim edildi..jpg

Batı Şeria’nın en büyük şehri Halil, 1997 yılında Filistinliler ile Yahudiler arasında ikiye taksim edildi

“H1” kapsamındaki birinci bölüm (yaklaşık 40 bin nüfusuyla şehrin yüzde 80 kadarını kapsıyor) Filistinlilerin elinde kaldı.

“H2” diye anılan kısım ise sonradan orayı işgal/istila eden Yahudi yerleşimcilere tahsis edildi.

Zaman içinde bu mahalleler fanatik Siyonist milislerin merkezi haline dönüştü.

Şu anda 700 kadar yerleşimci, kendilerine verilen 5 ayrı mahallede ikamet ediyorlar. 
 

Halil şehrindeki  sokakta İsrail kontrol noktası. Kaynak-independent arabia.jpg

Halil şehrindeki sokakta İsrail kontrol noktası / Fotoğraf: Independent Arabia

İsrail ordusu, kuşattıkları Filistinlilerin giriş-çıkışlarını engellemek için il civarında 144 kontrol noktası kurdu.

Bu sebeple kuşatılan bölgede yaşayan Filistinlilerin yüzde 30 ila 40 kadarı, yöreyi terk etmek zorunda kaldı. 2
 

Halil'de Şehitler Caddesi, Kuşatma 50 gün sürdü ve okullar bile kapalı kaldı. Kaynak-independent arabia..jpg

Halil’de Şehitler Caddesi’nde kuşatma 50 gün sürdü ve okullar bile kapalı kaldı / Fotoğraf: Independent Arabia

Sokağa çıkma yasağının daimi bir hal aldığı ve 10 bin Filistinlinin kadim zamanlardan beri yaşadığı El Suleyme Mahallesi sürekli kuşatma altında tutuluyor.

Buradaki boş arsa ve binalara ise Yahudi yerleşimciler iskân ediliyor.
 

Halil şehri eski mahallesinde sokağa çıkma yasağı. Fotoğraf-AFP.jpg

Halil şehri eski mahallesinde sokağa çıkma yasağı / Fotoğraf: AFP

Ocak başından itibaren İsrail kolluk kuvvetleri 6 haftalık sokağa çıkma yasağı koymakla kalmadı; kurduğu kontrol noktaları aracılığıyla Filistinlilerin Hz. İbrahim Camii ve eski tarihi çarşıya çıkmalarını hepten engellendi. 
 

İsrail ordusu, Halil şehrinin eski mahalle ve sokaklarına çıkma yasağı koyuyor. Kaynak-independent arabia..jpg

İsrail ordusu, Halil şehrinin eski mahalle ve sokaklarına çıkma yasağı koyuyor / Fotoğraf: Independent Arabia

Hz. İbrahim, hem Yahudiler hem Müslümanlar açısından “kutsal ced-ata-efendi” olarak görüldüğünden onun Halil şehrindeki makamını her topluluk kendisine mâl ediyor.

Hz. İbrahim, İbranice “Avram/Abram Aveno” (Atamız İbrahim), Arapça “Seyidune İbrahim” (İbrahim Efendimiz) şeklinde telaffuz ediliyor.
 

Halil İbrahim Mağarası tasviri.jpg

Halil İbrahim Mağarası tasviri

Hz. İbrahim’in kayalık bir zeminde inşa ettiği söylenen bu mekânın Türkçe adı “Atababalar Mağarası”dır.

Bu isim, turizm sektöründe İngilizce “Cave of Machpelah” veya “Cave of the Patriarchs” olarak biliniyor. 

Yahudiler tarafından söylenen ismiyle “Makpelah Mağarası” veya “Me’arat ha-Makhpela” (İbranice: מערת המכפלה‎) yani “çift mezarlar mağarası” diye de anılıyor.
 

Halil İbrahim Makamı ve Makpelah Mağarası kompleksi .jpg

Halil İbrahim Makamı ve Makpelah Mağarası kompleksi

Müslümanlar ve Araplar ise bu makamı, Hz. İbrahim Camii (Arapça: الحرم الإبراهيمي) diye adlandırıyorlar. 

Güney Batı Şeria’da bulunan Hebron (Halil) isimli eski şehrin merkezinde yer alan mağara ve ziyaretgâh/makam, İbrahimî dinlerin (Yahudilik, Hıristiyanlık ve Müslümanlık) inanışına göre, bizzat İbrahim tarafından kendi mezarı olarak düzenlendi.

Atababalar Mağarası ve çevresi Roma İmparatorluğu tarafından Yahudiye eyaletine atanan Yahudi Kralı Hirodes devrinde (MÖ 37-7) büyük bir dikdörtgen yapı üzerine inşa edildi. 
 

https://youtube.com/watch?v=dUTKMiJw2WQ%3Fsi%3DG_dSIylfI_ClEsxn


Halil İbrahim Makamı, Müslümanların dördüncü, Yahudilerin ise ikinci kutsal mekânı sayılıyor.

2000 yıldan daha eski bir tarihi bulunan bu anıtsal bileşimin, dünyadaki en kadim ve kesintisiz ibadet alanlarından birisi olduğuna inanılmakta ve tapınak yapısı bu durumunu günümüzde de koruyor. 
 

Hz. İbrahim Camii ve çevresi.jpg

Hz. İbrahim Camii ve çevresi

Doğal bir mağara üzerine inşa edilen makamın kutsallığı şundan ileri geliyor:

İbrahim ve Sare, İshak ve Rebeka, Yakup ve Lea çiftinin burada gömüldüğü rivayet ediliyor.

Bu mezarlar, Yahudi halk tarafından ata-baba ve maderşahi (anaerkil) simge olarak görülüp kutsanıyor. 

Dini kaynaklı rivayetlere göre; İbrahim Peygamber ve kavmi, Mısır’dan sürgün edildikten sonra bir süre Necef’te yaşadılar.

Abram ile yeğeni Lût’un büyük sürüleri Bethel ve Ay bölgesindeki aynı meralarda yayıldı.

Bu durum her iki ailenin sığır çobanları arasında çatışmalara yol açtı. 

İbrahim veya Abram, Lut’a, kardeşler arasında herhangi bir çatışma olmaması için sol veya sağ tarafta ayrı bir alan seçmesini önerdi.

Lut doğuya yani ülkenin Zoar’a kadar her yeri çok iyi sulanan Şeria ovasına gitmeye karar verdi.

Ovanın Sodom’a bakan şehirlerinde oturdu. Abram ise güneye El-Halil’e gitti; Mamre ovasına yerleşti ve Tanrı’ya ibadet etmek için başka bir sunak inşa etti.
 

Hz. İbrahim, akrabaları arasında koyun otlama alanlarını bölüştürüyor.jpg

Hz. İbrahim, akrabaları arasında koyun otlama alanlarını bölüştürüyor

Bu eski tapınak; Roma, Pers, Müslüman Araplar ve Haçlılar zamanında inanca göre ateş tapınağı, kilise veya cami işlevi görmüştür.

1187 yılında Selahaddin Eyyubi devrinde tekrar kiliseden camiye dönüştürülüp bazı bölümler eklenmiştir.

Günümüzde Hz. İbrahim Makamı ve camisi adını alan bu sunak bazısı 7 metre boyunda olan tek parça taşlarla örülü bir sur tarafından çevrili. 4 

Bu nedenle Halil vilayeti merkezi ve çevresinde Selahaddin Eyyubi soyundan gelen ve kendini Kürt saymakla birlikte Araplaşmış Filistinliler ile konuşmuştum.

Hatırı sayılır nüfusu olan bu topluluktan bazı aileler soyadlarını El Kurdî (Kürt soylu) olarak kayda geçirmişlerdi.
 

Hz. İbrahim Camii, Mescid-i Aksa'dan sonra Filistin'deki ikinci tarihi ibadet yeri.jpg

Hz. İbrahim Camii, Mescid-i Aksa’dan sonra Filistin’deki ikinci tarihi ibadet yeri

Günümüzün gerçeği şu ki, özünde toprağını/yurdunu Siyonist işgalcilerden kurtarma mücadelesi veren Filistin halkı ile İsrail arasındaki mücadelenin bir boyutu da tarihi köken meselesi ve kutsal mirası sahiplenme noktasında cisimleşti.

Üç semavi dinin bulunduğu eski Kudüs’te Yahudiler ile Filistinli Müslümanlar (ve hatta Arap-İslam dünyası) arasında ciddi bir kavga yaşanıyor.
 

Makpelah-Makfile Mağarası'nda Hz. İbrahim tasviri. Kaynak- St.Takla_.org_.image_.jpg

Makpelah-Makfile Mağarası’nda Hz. İbrahim tasviri / Görsel: St.takla.org

Her iki din mensuplarının da kutsadığı Hz. İbrahim Makamı ve Makfile Mağarası da tıpkı Kudüs gibi, ciddi bir kavga nedeni.

Müslümanların iddiasına göre, Tevrat’ta Hebron diye geçen yerleşim mekânı, şimdiki El Halil (Halil) şehrinin bulunduğu yer değil.
 

Hz. İbrahim hayatında ilk defa eşi Sare'nin ölümü için mağarada ağlamış.jpg

Hz. İbrahim hayatında ilk defa eşi Sare’nin ölümü için mağarada ağlamış

Gerçekte ise orası Qariyet-u Erbaa denilen bir köydür ki, Hz. İbrahim eşi Sare’nin vefatı üzerine çok ağlamış ve burada ayağa kalkmıştır.

Ardından Kürtlerin atalarından olduğu ileri sürülen Hatti kavmi prensi (hükümdarı) Sohar’ın oğlu Afrun’un arasında bulunduğu ahaliye yönelerek ricada bulunmuş ve şöyle demiştir:

Kimim kimsem, malım mülküm yok. Önümdeki şu cenazeyi defnedebilmek için bana bir mezar yeri bahşedin!


Hatti kavmi, Hz. İbrahim’in ricasına şu olumlu cevabı vermişti: 

Seni Tanrı gönderdi. Dolayısıyla en güzel mezarımıza gömebilirsin cenazeni. Kimse seni engelleyemez.


Bunun üzerine Hz. İbrahim, Hatti kavminin önünde yere eğilerek şöyle demişti:

Madem arzumu makul gördünüz. O halde gidin, ileri geleniniz Afrun ile konuşup kendi mülkü sayılan ve tarlasının kenarında bulunan çifte mağarayı (Makfile Mağarası) bana satsın. Sizin aracılığınızla fiyatı neyse takdim edeyim.


O sırada ahalinin arasında oturan Afrun, herkesin duyacağı bir tonda konuşmuş: 

Dinleyin bayım! Halkız önünde tarlayı size hibe ettim gitti. Cenazeni gömebilirsin!


Hz. İbrahim fiyatını vermekte ısrar edince Afrun 400 gümüş şekel (eski Kenan diyarı parası) almış.

Ancak karşılık olarak sadece tarla ile mağarayı değil, aynı zamanda arazinin üstündeki ve mağara çevresindeki envai çeşit ağacı da Hz. İbrahim’in mülküne geçirmiş.

Hz. İbrahim böylece eşi Sare’yi Kenan diyarındaki Hebron köyü yakınındaki mağaraya gömebilmiş. 

Pek çok insana göre bu mekân, günümüzdeki Hz. İbrahim Makamı diye bilinen ibadethanenin altında.

Yahudilere bakılırsa; Hz. İbrahim mağarayı bedava almak istememiş.

Hakkı neyse onu vermek suretiyle alacağı tapuyu kendi evlatlarına, soyuna ve kavmine tahsis etmeye niyetliymiş. 

Tevrat’a göre, İbrahim rüyasında gördüğü nur sayesinde Cennet’ten gelen meleklerin şarkı ve ilahilerini dinlemiş.

Cennet’ten kovulan Âdem ile Havva’nın kabirlerinin de aynı mekânda olduğuna inandığı için kutsal saydığı bu mağarayı satın alarak eşi Sare’yi oraya defnetmek istemiş. 
 

Makfile Mağarası içi-Halil şehri_ Hz. İbrahim, eşi Sara, oğlu İshak mezarları .jpg

Makfile Mağarası içi, Halil şehri.Hz. İbrahim, eşi Sara, oğlu İshak mezarları

Makpela/Makfile Mağarası Âdem ile Havva’nın cennet kapısı ve Hz. İbrahim ile eşi Sare’nin meskeni (ve İshak ve Rebeka ile Yakup ve Lea çiftinin mezarı) sayıldığından Yahudi sofular ile dindarlar arasında Süleyman Tapınağı’ndan (Ağlama Duvarı’nın bulunduğu bölge) sonra ikinci kutsal mekân olarak rağbet görmüş. 

Yahudi dinciler ile bağnaz yerleşimciler, buradan hareketle Hebron (Halil), Şekem (Nablus) ve Dothan (Cenin) bölgelerinin Filistinlilere değil, tarihi açıdan kendilerine bahşedilmiş kutsal mekânlar olduğunu iddia ediyorlar. 
 

Hz. İbrahim Camisini 1967'deki  işgal sonrasında gezen Savunma Bakanı Moşe Dayan ve askeri erkân. .jpg

Hz. İbrahim Camisi’ni 1967’deki işgal sonrasında gezen Savunma Bakanı Moşe Dayan ve askeri erkân

Nitekim 1967 işgali sonrası, fanatik Siyonist dincilerin Batı Şeria’da ilk kurdukları yasadışı yerleşim yeri Kiryat Arba (tarihi Qariyet-u Erbaa köyüne atfen) bu adı aldı.

Tevratçı sofu Yahudiler de bunu mukaddes bir mülkiyet hakkı olarak benimseyip harekete geçtiler.

6’ncı yüzyılda Bizans yönetimi bu kutsal mekânı katedrale çevirdi.

Ertesi yüzyılda ise İslam yönetimince camiye dönüştürüldü.

Haçlılar yeniden camiyi bozup yerine kilise yaptılar.
 

Hz. İbrahim ile eski Kudüs Kralı Melchizedek'in buluşma tasviri, Dieric Bouts yağlı boya tablosu 1464-67. .jpg

Hz. İbrahim ile eski Kudüs Kralı Melchizedek’in buluşma tasviri, Dieric Bouts yağlı boya tablosu, 1464-67

Sonuçta Eyyubi yönetiminin inşa ettiği cami günümüze kadar geldi ve yöre Müslümanlarınca önemli bir kutsal makam olarak itibar gördü ve ziyaret edildi. 5

Hz. İbrahim Makamı, Müslümanlar ile Yahudiler arasında “bizimdir-sizindir” iddiasının, çekişme ve çatışmasının nedeni oldu.

Öyle ki Baruh Kopel (Benjamin Carl) Goldstein, 25 Şubat 1994 tarihinde Halil şehrindeki Hz. İbrahim Camii Katliamını gerçekleştirdi. 
 

Baruh Goldstein, Hz. İbrahim Makamı'nın  Yahudilere ait olduğu iddiasıyla katliam yaptı.jpg

Baruh Goldstein, Hz. İbrahim Makamı’nın Yahudilere ait olduğu iddiasıyla katliam yaptı

İsrail-Amerikalı köktendinci militanların en radikali sayılan Goldstein kendisi gibi Siyonist ırkçı olan ABD-New Yorklu Meir Kahane’nin izinden gidiyordu.

ABD, Avrupa Birliği ve diğer ülkelerin terör örgütü olarak tanımladığı aşırı sağcı Siyonist parti KAH’ın destekçisiydi.

Doktor olmasına rağmen orduda Yahudi olmayan yaralı/hasta askerlerin tedavi edilmesine karşı çıkıyordu. 
 

Sistemli terör peşinde koşan fanatik dinci ve ırkçı Siyonist Elyahu Goldstein.jpg

Sistemli terör peşinde koşan fanatik dinci ve ırkçı Siyonist Elyahu Goldstein

Halil şehri yakınındaki Yahudi yerleşim birimi Kiryat Arba’da ikamet eden Goldstein, İsrail askeri üniforması ile Atababalar Mağarası’nda mescit olarak hizmet veren bir odaya girdi.

Ramazan ayı idi. İçeride ibadet eden 800 Filistinli Müslümana ateş açtı. 29 kişiyi öldürdü, 125 kişiyi yaraladı.

Daha sonra hayatta kalan Filistinliler tarafından linç edilerek öldürüldü. 
 

Hz. İbrahim Makamı'na yapılan fanatik Yahudi saldırısında öldürülen Filistinlilerin kanı Fotoğraf Şihab Ajansı, twitter.jpg

Hz. İbrahim Makamı’na yapılan fanatik Yahudi saldırısında öldürülen Filistinlilerin kanı / Fotoğraf: Şihab Ajansı, X

2011 yılında Hz. İbrahim Makamı’nın UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası kapsamına alınması İsrailli Siyonist din adamlarını çok kızdırdı.

Onlara göre bu karar, Tevrat’taki kıssalarla çelişiyor.

Oysa bir Alman araştırma merkezi, arkeolojik bulgulara dayanarak, “Yahudi rivayetlerinde bahsi geçen ataların kabrine rastlanmamıştır, iddia sadece bir hayaldir!” sonucuna varmıştı.

Esasen İsrail arkeoloji uzmanlarıyla araştırmacıları da Tevrat kıssalarını (efsanelerini) doğrulayacak bir bulgu elde edememişlerdi. 7

Bu arada, Kürt halk efsanelerine ve bilhassa Harran’da yaşadığına dair rivayetlere dayanan Hz. İbrahim’in “Kürt olduğu” söylemi hayli yaygın.

Dürzi inancındakiler de onu Âdem ve Nuh’tan sonra tektanrıcılığın geniş kitlelere yönelik temel öğretilerini aktarmaya yardım eden üçüncü sözcü olarak görürler.

Dürzi inancına bakılırsa o, tarihin farklı dönemlerinde ortaya çıkan 7 peygamberden biridir.

Sabii (Mandaeizm) inancında da Yahudi halkının patriği olarak Sağ Ginza Kitap 18’de Abraham’dan bahsedilir.

Onlar, İbrahim’in aslen bir Mandean rahibi olduğunu düşünürler. Bedensel sakatlama olarak gördükleri ve bu nedenle yasak olduğunu düşündükleri sünnet konusunda ise farklılık gösterirler.

Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ, İbrahim’le ilgili yazdığı kitabında, onun yaşadığı dönemin milattan önce 1900-1800 yıllarına tarihlendirilmek istendiğini, ancak bu dönemde Arap ve İbrani diye bir kavmin olmadığını, İbrahim’le ilgili efsanelerle karışık en eski arkeolojik buluntuların kendisinin yaşadığı düşünülen devirden en az 1500 yıllık bir zaman dilimi sonrasında Ras Şamra’da bulunduğunu ifade eder.

Dikkat edilirse; Urfa’daki Halilurrahman ile Rıdvaniye Camii ve Hz. İbrahim Makamı (İbrahim peygamberin doğduğu mağara) hakkında rivayet edilenlerle Filistin’in Halil şehrindeki kutsal mağara ve cami arasında bariz farklılıklar var. 

Kaynakça:

1.  https://www.independentarabia.com/node/540961/, Filistinli kadın gazeteci Rağide Atme, 24 Ocak 2024.
2.  https://www.independentarabia.com/node/521946/, Rağide Atme, 28 Kasım 2023.
3.  https://www.independentarabia.com/node/537451/, Gazeteci Halil Musa, 14 Ocak 2024.
4.  https://www.aljazeera.net/encyclopedia/2014/11/21/, 21 Kasım 2014; https://ar.wikipedia.org/wiki/; https://masihyomasrfromamerica.com/archives/71092, 5 Kasım 2022. 
5.  http://www.hikmatelzohar.com/, 19 Mayıs 2016.
6.  https://www.alaraby.com/news/, 25 Şubat 2023; https://tr.wikipedia.org/wiki/Baruh_Goldstein.
7.  https://www.amad.ps/ar/post/250240, Abdulhalim Ebu Heccac, 3 Ağustos 2013.

Ayrıca bakınız: 

a-) https://st-takla.org/books/anba-bishoy/abraham/
b-) “Cave of Machpelah”, Jewish Virtual Library.
c-) Nancy Miller, “Patriarchal Burial Site Explored for First Time in 700 Years”, Biblical Archaeology Society, https://st-takla.org/books/anba-bishoy/abraham/
d-) John the Baptist and the Last Gnostics: the Secret History of the Mandaeans, Watkins. 2016.
e-) The Druze in the Middle East: Their Faith, Leadership, Identity and Status. Michigan University press
f-) The Mandaeans of Iraq and Iran. Oxford At The Clarendon Press. 1937. 

© The Independentturkis

Takvim

Mart 2024
P S Ç P C C P
 123
45678910
11121314151617
18192021222324
25262728293031

timeline

Aylık

ÖZGÜR ÜNİVERSİTE YOUTUBE