Cuma , 29 Mart 2024

BİR KEZ DAHA EKO – SOSYALİST PARADİGMA – HAKAN YURDANUR

 

 

 

 

Fikret Başkaya “ Eko – Sosyalist Paradigma” isimli kitabını bir süre önce yayınlamış , bende haddim ölçüsünde kitap üzerine bir kaç şey yazmaya çalışmıştım. Gelin görün ki bu değerli eser önemini sadece teorik zenginliğinden değil , pratik ihtiyaçlardan da almakta. Neden mi ? Günümüz de o kadar çok “ eko – izm “ var ki ! Yani o kadar çok kafa karışıklığı ve bunun yaratıcısı teori eksikliği…İşte “ eko – sosyalist paradigma “ önemli tezleriyle bir kez daha karşımızda.

“… Marksizmin temel ilke ve kazanımlarından hareket eden , onun büyüme – verimlilik – teknoloji saplantılarından arınmış , sosyal politik ekonomik ekolojik etik paradigmadır .” Böyle tanımlıyor Fikret hoca “eko – sosyalist paradigma “ yı. Marks ‘tan hareket etmek ve onda takılıp kalmamak , kutsallıktan arınmış analiz ile gündemi yakalamak , ekolojik mücadelenin örgütlenme biçiminin önemini kavramak… Bizde buradan hareket edelim ve maddeler halinde örgütlenme biçimi / mantığı üzerine yol alalım. Bunu yoğunluklu olarak sorular şeklinde oluşturdum. Yanıtları birlikte arayalım.

1-) Halkın çıkarına , halkın adına karar veren ekolojik hareketin öncüleri kimlerdir ? Bu öncüler kim tarafından ve neden öncü ilan edildiler ?

2-) Ekolojik devrime giden süreç profesyonel olan ( veya kendisini öyle tanımlayan ) kişilerin işimidir ? Devrimci profesyonel herşeyi görüp önceden bilenmidir ?

3-) Ekolojik mücadele  de ( ve diğer mücadeleler içinde ) halkın çoğunluğunun ancak ve ancak ekonomik bilince sahip olabileceğine , daha fazlasının olamayacağına hangi analizler sonucu ve kimlerce karar verilmiştir ?

4-) Ekolojik devrim , geniş halk kitlelerinin bilincinde radikal dönüşümler , köklü sıçrayışlar yaratmıyorsa olacak olan bir devrimden çok hükümet darbesi değilmidir ?

5-) Ekolojik mücadele de asıl olan devletleştirme yerine sosyaleştirme olmamalımıdır ?

6-) Ekolojik devrime giden süreç kültür ve farklı ihtiyaçların çözüme götürülmesi ise kapitalizmin taklidi olmamalıdır deniyor. Buda kapitalistsiz kapitalizme karşı olmak değilmidir ?

7-) Markstan hareket etmeyen tüm eko – izm ‘ler içinde resmi ideoloji barındırmazmı ?

😎 Demokrasiyi burjuva demokrasisi sayan bir anlayış ne kadar ekolojiktir ? Unutmamak gerekir ki burjuva demokrasisi diye bir şey yoktur ! Bu iki kavram bir araya gelemez. Demokrasi , ekonomik – sosyal – politik eşitliği varsayar.

9-) Bugün ekolojik hareketin devrimci öznesi kimlerdir ? İşçiler , köylüler , çiftçiler , kadınlar , gençler … hareketin ne kadar içinde ? Bu unsurları bir araya getirmek için bundan sonra neler yapılmalı ?

10-) Ekolojik emperyalizm demeden önce kapitalizmi anlayan ve ona karşı çıkan bir anlayış temele niye alınmaz ? Emperyalizm kapitalizmden ayrı , ondan bağımsız , onun bir üstü değildir. Kapitalizm ilk var olduğu andan itibaren emperyalisttir. Öyleyse anti – emperyalist olmadan önce anti – kapitalist olmak gerekmez mi ?

11-) İklim krizlerini kapitalizmin krizine döndürmek ne kadar mümkün ? Acaba iklim krizlerimi kapitalizmi krize soktu ? Yoksa kapitalizm krize girdiği içinmi iklim krizleri oluştu ?

İşte bu soruların sorulmasını ve cevapların aranmasını sağlıyor Fikret hoca bu değerli çalışmasında. Kitabını şu önemli sözlerle bitirmiş “ Mücadele edenin kazanma şansı kesin değildir ama mücadele etmeyen daha baştan kaybetmiştir. “

Fikret hocanın öğrencisi bir hoca olmak benim için tarifsiz bir onurdur. “Türkiye ‘nin Lanetlisi Bir Muhalif “ kitabı ( Mete Kaan Kaynar  hoca ile değerli bir söyleşi ) için yazdığım bir yazımın son cümlesini tekrar ederek bitirelim : Kendi gerçeğini yansıtmayan aynaya taş atan radikal bir muhalifin portresidir Fikret Başkaya hocamız…