Endüstriyel tarım ve hazır gıda üretimi günümüzün beslenme biçimini belirledi. Yerel türler ve ürünler tümüyle kaybolma sınırına yaklaştı. Binlerce yıllık deneyim ve birikimle coğrafi özelliklere, iklim koşullarına, toprak vasfına uygun çok sayıda tür keşfedilmiş ve geliştirilmişti. Güney Amerika’da üç binden fazla patates türü, Asya’da 1400 pirinç türü vardı. Anadolu’ya özgü çok sayıda buğday türü bizim zenginliklerimiz arasındaydı.
Monsanto, Cargill, Syngenta, Bayer, Dow Chemical gibi ulusötesi tekellerin isteği ve onların silahları Dünya Bankası, Dünya Ticaret Örgütü, IMF’nin zorlamasıyla neredeyse tüm ülkelerde tohum yasaları çıkarıldı. Yerel alternatiflerin ekilip dikilmesi sertifikalı tohum ve fide kullanılması zorunlu hale getirilerek engellendi.
Her yıl tekrar satın alınması zorunlu genleriyle oynanmış tohumlar, yabani otları öldüren herbisitler, zararlı mantarlar için fungusitler, sinek ve böcekler için insektisitler, verim arttırıcı sanayi gübreleri aynı şirketlerce üretilip satılıyor. Buğday, mısır, pirinç gibi temel ürünlerin piyasasına da dünya ölçeğinde hakimler. Maksimim kazanç için her açıdan bağımlı hale getirdikleri çiftçilerin ürettiklerini ucuza kapatmak da gerekir.
Sebze ve meyvelerdeki temel besleyici unsurlar, vitamin ve mineral içerikleri yıllar içınde azaldı. Tek tipleştirilen hazır yiyecekler uygulanan işlemlerle gerçek gıda olmaktan iyice uzaklaştı.
Yağ, tuz ve şeker ağırlıklı, renk, kıvam ve aroma sağlayıcılar, haz merkezi uyarıcı kimyasallardan oluşan binlerce katķı maddesi eklendi diyetimize.
Şimdi besinlerdeki eksikleri yerine koymak için çeşitli yöntemler öneriliyor. Zehirlerden kaçınmak yerine onları vücuttan atacağı varsayılan formüller, eksik vitamin ve minerallerin açığını kapatma iddiasındaki pahalı tabletler, kerameti kendinden menkul kürler, mucize zayıflama yöntemleri milyarlarca dolarlık bir sektör oluşturdu.
Profesör Saraçoğlu da anlaşılan bir şifalı bitkisel ürünler zinciri kurmuş. Fotoğrafta görülen Antalya’daki şubesi. Maydanoz hapı yanında sarımsak ve limon ve hapları da gelmiş. Ne güzel. Limonun suyunu sıkmayla neden uğraşalım. yeni kesilmiş taze maydanozu salatanın üstüne doğramaya, sarımsağı soyup diş diş ayırıp ince ince dilmeye ne gerek var? Hapını al yut, yeter. Bu arada İsveç şurubu da gelmiş. Mutlaka çok faydalıdır. Ta oralardan boşuna getirilmemiştir herhalde. Pahalı olsa da satın almaya değer. Mutlaka iki şişe alana üçüncü şişede indir