Bağnaz kesimlerle despot yöneticilerin; inanç tarihine eleştirel bakan ve bu konuda resmi söyleme aykırı fikir yürüterek mantık silsilesi içinde ezberin dışında tespit yapan aydınlara dini gerekçelerle uyguladıkları baskı, zulüm ve cinayetlerin sayısı küçümsenemeyecek kadar fazladır.
Sudanlı yazar Mahmud Muhammed Taha da fanatik önyargılarla hayatına son verilen binlerce, belki de on binlerce düşünürden biridir.
Darbeci Başkan Albay Cafer Numeyanri’nin talimatı üzerine 18 Ocak 1985’te idam edilmiştir. Dünyadaki gelişmelerin seyrine bakıldığında katledilen muhalif aydınların sonuncusu da olmayacaktır.
Bu fikir adamını tanımakla başlayalım:
1909 yılında Sudan’ın Rufaa kasabasında doğdu…1936’da Gordon Memorial College’de (günümüzde Hartum Üniversitesi) mühendislik eğitimini tamamladı. 1945’te Cumhuriyetçi Parti’yi kurdu. 1946’da tutuklandı ve bir yıl sonra serbest bırakıldı. 1952 yılında yayımladığı Bu, Benim Yolum adlı kitabında kendi İslamiyet yorumunu kitlelerle paylaştı.
Sudan’ın federal, demokratik, sosyalist bir başkanlık sistemiyle yönetilmesi gerektiğini savunan Mahmud Muhammed Taha, görüşlerini hem yazıları hem de konuşmalarıyla Sudan kamuoyuna açıklamaya devam etti.
Taha, ait olduğu El Rukabiye kabilesinin manevi açıdan bağlı bulunduğu tasavvuf adamı Şeyh Hasan Wad Belil’in meşrebi üzerine eğitilmiştir. 1940’larda evlendiği Emine, aynı kabilenin diğer kolunu temsil eden tarikat şeyhi El Sadakat oymağındandır. 1
1956 yılında Sudan‘ın bağımsızlığını kazanmasından sonra 1958’de General Abboud’un başını çektiği kanlı bir darbe sonrası Taha’nın kurduğu Cumhuriyetçi Parti dâhil tüm partiler dağıtıldı.
Partisinin görüşleri şu şekilde özetlenebilir:
- Özgürlüğün temel taşı ülkenin bağımsızlığıdır.
- Batı uygarlığı mükemmelleşme ve doğru yolu bulma veya kaybetme yönündeki insani (beşeri) bir girişimdir. Ne tamamen onu taklit edip almalı ne de tümden reddetmeliyiz.
- Batı medeniyetinin maddiyatçı yönüne hayır! Çünkü sonu iflastır.
- Yepyeni ve bambaşka bir medeniyet yolu bulup önce Sudan, ardından dünya kurtarılmalıdır.
- Sömürgeciliğin reddi ve sivil isyan şarttır.
- Sosyalizmin adaletini övüp benimsemeliyiz. Dolayısıyla üretim araçlarının kamulaştırılması gerekir. Bu amaçla, kooperatifler ve dayanışma kurumları inşa edilmelidir.
- Seçme/seçilme hakkını da kapsamak şartıyla demokratik bir düzen getirilmelidir.
- Kadın ile erkek eşit haklara sahip olmalıdır.
- Halk içinde ayrılık gayrılık değil, fikir beraberliği olmalıdır.
- Sağlıklı olmaları şartıyla neslin çoğalması elzemdir.
- Eğitime önem verilmeli; kadın ile erkekler farklı düzey ve yöntemlerle eğitilmelidir.
- Davaya iman (inanç) gerçek çıkış yoludur. Zira güçlü bir inanca sahip olanlar kolay kolay etkilenip sarsılmazlar. Bu arada Allah’a iman ve İslam yoluyla dünya kurtulmuş olacaktır.
Mahmud M. Taha’nın idamına yol açan arka plandaki gelişmeleri ve ortamı anlayabilmek için, darbeci Albay Cafer Muhammed Numeyri’nin iktidar oyununa bakmamız gerekir.
“Albay Numeyri, 1969’da darbe yoluyla iktidara geldi. Milli Devrimci Komuta Konseyi Başkanı oluverdi. Bir süreliğine sosyalist ve pan-Arabist politikalar izledi, Sudan Sosyalist Birliği ismiyle tek partili bir devlet/iktidar kurdu. 1971 yılındaki (SKP yani Sudan Komünist Partisi’nden bir kanadının da karıştığı) Sovyet yanlısı darbe girişiminden sonra Numeyri; ABD ile Enver Sedat başkanlığındaki Mısır ve Suudi Arabistan gibi muhafazakâr yönetimlerle işbirliği yaptı.
Numeyri, SKP’yi kapattı; üyelerine karşı tutuklama ve katliam furyası başlattı. 1972’den sonra başta Sudanlı Müslüman Kardeşler hareketi olmak üzere ülkenin politik İslamcılarıyla uzlaşıp anlaştı. Onların telkini ve etkisiyle siyasal İslamcılığı benimseyerek 1983’te Sudan’ı şeriat kurallarına göre yönetmeye başladı.
Zaman içinde despot Numeyri’ye karşı, siyasi ve ekonomik hoşnutsuzluk giderek büyüdü. Sudan toplumunun neredeyse her kesimi, bu diktatör zamanında birbirine yabancılaştı. Ülke genelinde, özellikle de Sudan’ın güneyindeki gayrimüslimleri rahatsız eden İslam hukuku (şeriat yönetimi) mecburi/zorunlu hale getirildi.
ABD ve Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) baskısıyla uygulanan ekonomik kemer sıkma programı sonucu yaşam koşulları zorlaştı; fiyatlar arttı. Mart 1985 sonundaki zamlar yüzünden doktor, avukat ve üniversite öğretim üyelerinin üye oldukları sekiz ayrı dernek, mevcut rejim kaldırılıncaya kadar genel siyasi grev çağrısında bulundu.
3 Nisan’da Hartum ve Sudan çevresinde kitlesel gösteriler düzenlendi. 6 Nisan 1985’te Numeyri görevden alındı. Genel grev ve sivil itaatsizlik sonucu despot yönetim devrilmiş oldu.” 2
Aydın, akademisyen ve hayranları arasında “Üstat” unvanıyla anılan Taha hakkında, ilk kez 18 Kasım 1968’de dinden çıkma (irtidad) suçlamasıyla dava açıldı.
İstinaf Mahkemesi; namaz/niyaz, zekât, cihat, kadın-erkek eşitliği (bağlantılı olarak miras paylaşımı), kadınların örtünmesi/tesettüre bürünmeleri, ruh göçü gibi noktalarda farklı düşünen M. Taha’yı suçlu bulup “kâfir” olduğuna karar verdi. 3
Cafer Numeyri tarafından halka açık konuşmalar yapması 1973’te yasaklanıncaya kadar, M. Muhammed Taha her fırsatta fikirlerini yaymayı sürdürdü.
1977’de Suudi Arabistan’daki bağnaz Vahabi dini anlayışı eleştiren bir kitap yazması sebebiyle bir ay tutuklu kaldı.
1983 yılında emniyet teşkilatı müdürünün İslamcı radikalleri destekleyip Cumhuriyetçiler ve gayrimüslimlere karşı şiddet yanlısı yaklaşımları benimsemesini eleştiren bir broşür yüzünden Cumhuriyetçi Parti’nin ileri gelenleri ile birlikte tutuklandı. 4
Bunun üzerine başkanı olduğu Cumhuriyetçi Parti, yeni bir kitap çıkararak “dinsel cinnet iktidara gelmek için fitne ve nifak peşinde” tarzında karşı suçlamalarda bulununca, 1983’te Başta Sudanlı düşünür Mahmud M. Taha olmak üzere partisinden yaklaşık 50 kadar kadın ve erkek hakkında tutuklama kararı çıktı. Tutuklular 18 ay hapiste kaldılar.
Eylül 1983’te “İslam Şeriat Kanunları” resmen ilan edildi. Hapisteki Taha ve arkadaşları ile dışarıdaki taraftarları bunu şiddetle protesto ettiler.
İkinci kez mahkeme önüne çıkarılan Taha, verilen kararları tanımadığını açıkladı. 25 Eylül 1984’te Cumhuriyetçi Parti, Böyle veya Tufan başlıklı broşürler yayınlayarak şeriat ilanına karşı çıktı.
Parti lideri Mahmud M. Taha, 5 Ocak 1985 tarihinde ilgili bakanın emriyle tekrar tutuklandı. 5
7 Ocak 1985’te Ağır Ceza Mahkemesi önüne çıkarılan Mahmud M. Taha ile diğer arkadaşları; devlete karşı savaş ve isyan çağrısı yaparak anayasayı ihlal etmeye ek olarak tağyir ve tebdil (değiştirmek), ülke aleyhine isyan organize etmek, yerleşik şeriat kurallarına aykırı düşünmek gibi suçlamalar sonucu idam ve ömür boyu hapse mahkûm edildiler.
Tecrit zindanlarında kalmak ve ayrıca mal varlıklarına el konulması türünden kararlar da alınmış oldu. Taha ve dört arkadaşı hakkında idam cezası verildi.
İşledikleri suçlardan, bilhassa dine aykırı fikirlerinden vazgeçip tövbe edip nedamet getirmeleri şartıyla idam cezaları hafifletilebilirdi. 6
Hükümlülerden birinin annesinin de merhamet dilemesi üzerine dava, Hartum’daki Yargıtay’a taşındı. Fakat sanıkların “yepyeni ve farklı bir İslam” anlayışına sahip olduklarını, ayrıca “sokaklarda halka dağıttıkları aykırı bildirilerin muhtevasına sahip çıktıklarını da göz önüne alan yargıçlar, bu konuda tövbe etmenin geçerli olmadığına ve şeriat kurallarında dinden dönmenin (irtidad) mutlaka cezalandırılması gerektiğine” hükmederek idam kararında ısrar ettiler.
Yargıçlar, bu düzlemde “Suudi Arabistan, Mısır ve Sudan’daki din âlimlerinin görüşlerine ilaveten bazı saygın İslami kurumların da meseleye ilişkin kanaat ve fetvalarından yararlandığını” açıkladı, ancak bunların isimlerini vermedi.
İdam kararının kesinleşmesiyle birlikte Sudanlı düşünürün evinde, kitapevleri ve kütüphanelerdeki bütün kitaplarının toplatılıp imha edilmesine yönelik bir hüküm verildi. 7
Muhammed Taha ,18 Ocak 1985’te 76 yaşındayken idam edildi. İdamdan yetmiş altı gün sonra diktatör Numeyri devrildi ve Taha’ya verilen ceza hükümsüz kaldı.
Muhammed Taha’ya göre; insanlara doğal kaynaklara eşit olarak ulaşabilme imkânını verecek demokratik ve eşitlikçi bir siyasi yönetime ihtiyacı vardır.
Sosyalizm kelimesinin Arapça karşılığı olan “El İştirakiyye” kavramını kullanan Sudanlı fikir adamı, ortakçılığın mümkün hatta gerekli olduğunu öne sürmüş ancak mutlak olarak demokrasiyi de eşit şekilde savunmuştur.
Taha’nın nazarında özgürlük olmadan bireyin Tanrı’ya yönelik iradesi zedelenmekte ve benmerkezci takıntılarla birey sınırlanmaktaydı.
Batı kapitalizmine olduğu kadar Sovyet tipi sosyalizme de eleştirel bakan Taha, Sovyet Birliği’nde o devirde uygulanan sosyalizmin demokrasiden yoksun oluşunu materyalist felsefenin adalet ile çelişkisine bağlıyordu.
Taha’nın İslamcı radikallerin tepkisini çeken yönü sadece politik görüşlerinden kaynaklanmamış; daha çok onun İslam’ın (gerçek) mesajına yönelik yorumu bunda etkili olmuştur.
İnanmış bir Müslüman entelektüel olarak Muhammed Taha, Kur’an ile Sünnet’teki nihai ve evrensel mesaj ile konjonktürel, dönemsel emirleri birbirinden ayırt eder.
Ona göre; özellikle Mekke döneminde inen ayetler evrensel ve inancın özüyle ilgiliyken, Medine döneminde inen ayetlerin o günün toplumsal koşulları çerçevesinde değerlendirilmesi gerekir.
Mekke ile Medine’deki İslam anlayışının farkını ortaya koyan Taha, kendince şu kanaate varmaktadır: Şimdiye kadar bilinen ve uygulananlara bakıldığında “tek değil, iki İslam” anlayışından söz edilmesi gerekir.
Aynı şekilde Taha; “Müslümanların, Mekke dönemindeki evrensel ve nihai mesajı değerlendirip ilerlemek yerine, dini törenselleştirdiklerini ve dogmatikleştirdiklerini” belirtir.
Sudanlı fikir adamı Taha, İslamiyet’in tam olarak kadınlarla erkekler arasındaki eşitliği hedeflediğini düşünmektedir. Ancak İslamiyet’in indiği çağdaki toplumsal yapı bu eşitliği değerlendirebilecek seviyede olmadığından kadınların durumunda görece bir iyileştirmeyle yetinilmiştir.
İslam’ın nihai mesajı doğru algılanmadığı için Müslüman toplumlarda kadının konumu, ilk dönemdeki ‘göreceli iyilik’ten daha öteye geçememiş; hatta yer yer daha aşağı bir noktaya düşmüştür. 8
Taha’nın kadına bakışı sadece soyut bir özgürlük düşüncesinden ibaret değildir. Türkçeye “İslam’ın İkinci Mesajı” adıyla çevrilen kitabında; kadınların örtünmesinin İslam’ın temel şartlarından biri olmadığına, iffetin örtünmeden değil eğitimden ve iç disiplinden geçtiğine işaret etmiştir.
Böyle bir iffetten yoksun olunduğu dönemlerde bir önlem olarak örtünme uygulaması olduğu halde gerçek müminlerin özgürlüğü suiistimal etmeyecek bilgili bireyler oluşu sebebiyle örtünme değil, açıklığı tercih edeceklerini vurgulamıştır.
Esasen Taha, İslam’da örtünmenin değil, açıklığın esas olduğunu savunmaktadır. Buradan hareketle, kendisi, kadınlarla erkekler arasında mekânsal ayırım anlamına gelen haremlik-selamlık uygulamasına da karşı çıkmıştır. 9
“İyi toplum” Taha’ya göre şu üç eşitlik üzerine kuruludur: Bugün sosyalizm olarak bilinen ekonomik eşitlik yani zenginliğin bölüşümü; politik eşitlik ve demokrasi yani gündelik hayatı etkileyen politik kararlara ortak katılım; sosyalizm ve demokrasinin içerdiği ve toplumsal sınıflar ile renk, inanç, ırk ve cinsiyet ayırımlarının ortadan kalktığı toplumsal eşitlik.
İyi toplumlarda insanlar entelektüel ve ahlaki yapılarına göre değerlendirilirler. Bu değerlendirme, onların kamusal ve özel hayatlarını da etkiler. Böylece kişiler, daima ve her tür araçla kamusal hayatın ruhuna katkıda bulunurlar.
İyi bir toplum, aynı zamanda topluma faydalı oldukları sürece farklı yaşam tarzlarına ve tavırlarına hoşgörülü bir kamusal ortam hazırlamış olur.
Kamusal düşüncede onaylanmayan tavırlar yine yalnızca şiddet içermeyen araçlarla karşılanmalıdır, çünkü şiddet ya karşı şiddeti ya da ikiyüzlülüğü doğurur. 10
Cumhuriyetçi Parti, tarihi kurucu önderinin fikirlerini yaymayı sürdürürken; bu ezber dışı görüşlere itiraz eden tarikat, cemaat, siyasi İslamcılar ile Selefiler kendisini kınayıp karalayan kitaplara ilaveten fetvalar yayımlamaya devam ediyorlar.
Karar vermenin yolu ise onun kitaplarını okumaktan geçiyor.
Sudanlı fikir adamının eserleri şunlardır:
- İslam’ın İkinci Mesajı, Kalkedon Yayınları, İstanbul, 2008. (The Second Message of Islam. رسالة الإسلام الثانية)
- The Middle East Problem ( مشكلة الشرق الأوسط). Ortadoğu Problemi.
- This is my Path. (قل هذه سبيلي) De ki, Bu Benim Yolumdur.
- Mohammed’s Path. ( طريق محمد), Hz. Muhammed Yolu
- The Message of Prayer. (رسالة الصلاة), Namaz Risalesi.
- The Challenge Facing the Arabs. (التحدي الذي يواجهه العرب) Arapların Karşılaştığı Tehlikeler.
Kaynakça:
1. Vikipedi Türkçe, “Mahmud Muhammed Taha” maddesi, 13 Eylül 2021 tarihli günleme.
2. Vikipedi, “Cafer Numeyri” maddesi, 22 Ocak 2022 tarihli güncelleme.
3-4-5-6. محمود محمد طه, ويكيبيديا Arapça Vikipedia, güncelleme tarihi 20 Temmuz 2021.
7. Sudan El Mırsad gazetesi https://al-marsd.com/, 2018.
8-9. https://al-akhbar.com/Opinion/328420, 12 Ocak 2022.
10. https://sudaneseonline.com/board/500/.